Harem-i Hümayün Kadın Orkestrası; Osmanlı Sarayı Kadın Müzisyen Orkestra; Harem-i Humayün Müzik Enstrümanları Topluluğu
FATMA ZİNNUR HANIM Osmanlı’da batı müziğinin gelişimi bu alanda kadın müzisyenlerin de ortaya çıkmasına şahit olmuştur. Nitekim baştaki her Sultan eşlerinin, kızlarının ve hareminin batı müziği alanında eğitim görmesini önemsemiş, yurtdışından onların eğitimi için hocalar ve batı müziği enstrümanları getirtmiştir.
Erkeklerden kurulu orkestranın giremediği haremde de müzik gelişmeleri takip edilmekte olduğundan kadınlar bakır sazlardan oluşan kendi fanfarını kurmuştur.
80 kişilik bu kadınlar orkestrası Tambur Majör denilen bir kadın şef tarafından yönetilmiştir. Orkestra, ön sırasında klarnet, flüt ve birinci boru takımı olmak üzere, ikinci ve üçüncü sıralarında ikinci boru takımı, trompet, davul ve zil gibi çalgılardan oluşmaktadır.
Londra’daki The Musical Gazette dergisine İstanbul’dan yollanmış olan bir mektup da saraydaki kadınların batı müziğinin Osmanlı İmparatorluğunda hızla yayılmasının etkisinde kaldığı görüşünü desteklemektedir:
Daha Abdülmecid devrinde temelleri atılan haremdeki kadınlar orkestrasının üyeleri bu çalışmalarının yanı sıra piyano dersleri almışlar, başta Dürr-i Nigar hanım olmak üzere Donizetti Paşa tarafından yetiştirilmiş kalfalar da piyano dersleri vermişler, besteler yapmışlardır.
Abdülmecid’in gelini Arife Kadriye Sultan’ın da piyano için besteleri bulunmaktadır.
Kadınlar orkestrasından ve batı müziği dersleri
O dönemde çocukluğu ve gençliği Çırağan sarayında geçen, kendisi de batı müziği dersleri almış ve besteler yapmış olan Leyla Saz hanımefendi de yazdığı anı kitabında kadınlar orkestrasından ve batı müziği derslerinden bahsetmektedir:
Kadınların eğitimi Çırağan ve Dolmabahçe saraylarının alt katında erkek öğretmenler tarafından sürdürülmektedir. Batı müziği eğitimi haftada iki gün yapılmaktadır. Kalfa kadınlar, başlarında uçları omuzlarına sarkıtılmış örtüler ve günlük giysileriyle derse girmekte, kalfaların yanı sıra, harem ağaları ve dans eden kızlara hizmet eden cariyeler de orada hazır bulunmaktadır. Saraydaki küçük kızların da ses yapmamak koşuluyla dersleri dinlemelerine izin verilmektedir; böylelikle onların da batı müziğine kulak dolgunluğunun oluşması sağlanmaktadır.
Harem-i Hümayün orkestrası
Harem-i Hümayün’ün kadınlardan oluşan orkestrası en az Muzıka-ı Hümayün’ün erkeklerden oluşan orkestrası kadar başarılıdır. 1861’de Vahdettin doğduğunda Muzıka-ı Hümayün orkestrası sarayın bahçesinde kapı önünde, kadınlar orkestrası ise bahçe kapısına yakın bir yerden paravana arkasında sırayla çalmışlardır.
Kadın müzisyenler Orkestrası Üniformaları
Kadın müzisyenler giydikleri kıyafetle ve kısa kesimli saçlarıyla erkekleri andırmaktadırlar. Üniformaları defne yaprağı işlenmiş iki santimetre genişliğinde sırma zırhlı narçiçeği renginde kadife bir pantolon ve etekleri, kolları ve boyun kısmı yine sırma işlemeli birer ceketten oluşmaktadır. Başlarına kıyafetlerinin kumaşından kenarı zırhlı ve ferahili fes, ayaklarına ise parlak ayakkabılar giymektedirler.