Kavalalı Mehmet Ali Paşa, Sultan Mahmut’tan af dilemek ve kazandığı toprakları elinde tutmayı talep etmek üzere bir mektup yazarken, İbrahim Paşa babasına kendi adına hutbe okutup, sikke kestirip bağımsızlık ilan etmesi için baskı yapıyordu.
1833 yılının Ocak ayında İbrahim Paşa, Bursa’ya bir adımlık mesafedeki Kütahya’ya varmıştı. Mısırlıların ilerlemesi İstanbul’un tedarik hatlarını kısmen kesmiş kentte açlık tehlikesi baş göstermişti. Ne İngiltere ne de Fransa’da kesin yardım vaadi alamayan Sultan Mahmut yardım için Çar Nikolay’a başvurmak zorunda kaldı.
Mehmet Ali Paşa’nın başarıları herkesten çok Rusya’da kuşku uyandırmıştı. Çünkü, Mehmet Ali Paşa’nın İstanbul’da yerleşmesi ve Osmanlı yönetimine el koyarak, Rusya dibinde zayıf Osmanlı İmparatorluğu yerine diri ve kuvvetli bir imparatorluk kurması demekti. Bu ise Rusya’nın 200 yıldır sürdürdüğü politikasının sonu demekti. Bu düşünceler nedeni ile Rusya Osmanlı İmparatorluğunun toprak bütünlüğü prensibini kabul ettiği gibi bunun için derhal harekete geçti. Rus Çarı, generallerinden Muraviyef’i Rus görüşünü bildirmek üzere İstanbul’a ve Kahire’ye gönderdi. Çar, Sultan Mahmut’a yardım, Mehmet Ali Paşa’ya da derhal muharebeyi durdurmasını teklif ediyordu.
Şubat 1833’te Visamiral Lazarev komutasındaki 9 harp gemisinden oluşan bir Rus filosu İstanbul boğazına girerek Büyükdere önlerinde demirledi. Bu olay Fransa ve İngiltere’yi o vakte kadar içlerine gömüldükleri uyuşukluktan uyandırdı. Fransa elçisi Rus donanmasının İstanbul’dan uzaklaşmasının Sultan Mahmut ile Mehmet Ali Paşanın anlaşmalarına bağlı olduğuna inanıyordu. Bunun üzerine Sultan Mahmut’un onaması ile Mehmet Ali’ye Kudüs, Akka, Trablusşam ve Nablus sancaklarını kabul ettirerek padişahla barış yapmasını teklif etti. Teklifi kabul etmediği takdirde Fransa’nın da kendisine silahla karşılık vereceğini belirtti. Mehmet Ali Paşa teklifi kabul etmemekle birlikte Beriyettüşşam ve Adana sancağının da kendisine bırakılması için Sultan Mahmut’a ültimatom verdi. Bu ültimatoma müspet cevap verilmediği takdirde İbrahim Paşa’yı Üsküdar üzerine yürümekle görevlendiriyordu.
Bu sıralar Mehmet Ali Paşa’nın entrikaları ile Anadolu’da padişaha karşı yer yer isyanlar çıkmış bulunuyordu. Kastamonu’da Tahmiscioğlu, İzmir’de Mehmet ağa isminde biri padişahın memurlarını atarak, Mehmet Ali Paşa’nın idaresini kurmaya yeltendiler.
Sultan Mahmut bu durum karşısında başkentin güvenliğini bile tehlikede görüyordu. Ulemanın ve halkın homurdanmalarına 15.000 kişilik bir Rus kuvveti 5 Nisan 1833’te Boğaziçinin Anadolu yakasına çıktı. Bu olay Fransız ve İngiliz elçilerine dehşet saldı.
Rusların İstanbul’dan uzaklaşmaları Mehmet Ali’nin Anadolu’yu boşaltması ile mümkündü. Elçiler Sultan Mahmut’u Mehmet Ali ile anlaşma yapması için zorlamaya başladı. Sultan Mahmut yeni barış teşebbüslerinde bulunmayı kabul etti.
Amedci Reşit Bey, Fransız elçisi Varenne ile İbrahim Paşa’nın ordugahına barış tekliflerini götürdü. Uzun boylu tartışmalar neticesinde nihayet Mehmet Ali Paşa ile Sultan Mahmut arasında 14 Mayıs 1833’te Kütahya Barış Anlaşması imzalandı. Bu barışa göre Mehmet Ali Paşa’ya Mısır ve Girit valiliklerine ek olarak, Şam, İbrahim Paşa’ya ise Cidde valiliğine ek olarak Adana valiliği verildi.
Bundan başka Anadolu’da Mehmet Ali tarafını tutmuş olanlar için de genel af ilan edildi. Kütahya barışından sonra İbrahim Paşa kuvvetleri Anadolu’yu boşalttı.