2. Abdülhamid borç batağına saplanmış ve bu borçlar yüzünden pay edilmek istenen iflas etmiş bir devlet teslim almıştı. Bu şartlarda tam 33 yıl vatanının üzerine bir kalkan gibi gerilmiş, ölü bir imparatorluğu diriltmeye çalışmıştı.
1890’dan itibaren başta Rusya olmak üzere birçok ülkeden kovulan Yahudiler, Filistin’de yerleşme çabası içine girmişti.
Siyonizm’in babası olarak bilinen Doktor Theodore Herze, 1896 yılında İstanbul’a gelir; Padişahın arkadaşı Kont Philipp De Newlinski aracılığı ile II. Abdülhamit ile görüşür. Herze, II. Abdülhamit’e Filistin toprakları karşılığı 20 Milyon Sterlin vermeyi önerir. Theodore Herze huzurdan ayrıldıktan sonra II. Abdülhamit Polonyalı Kont’a şunları söyler ve bunu mektupla Bay Herze’ye de bildirir.
“ Eğer Bay Herze, seninle benim arkadaş olduğumuz gibi arkadaşın ise, ona söyle bu meselede ikinci bir adım atmasın. Ben bir karış dahi olsa toprak satmam. Bu vatan benim değil milletime aittir. Bu toprakları milletim kanlarını dökerek almış, yine kanlarını dökerek muhafaza etmişlerdir. Bedelinin ödenmesi mümkün değildir.
Bırakalım yahudiler milyarlarını saklasınlar. Benim imparatorluğum şayet parçalanacak olursa Filistin’i hiç para vermeden ele geçirebilirler ancak ben canlı bir beden üzerinde ameliyat yapılmasına müsaade etmem” 19.haziran.1896, İstanbul