Protestanlar, Nakşibendiler, Vahabiler
Tabii tüm bu süreç içerisinde Mahmud’un en önemli destekçisi İngiltere olacaktır. İngiliz Elçisi Lord Canning, bir elçi olmaktan öte sarayda söz sahibi bir yetkilidir. Lord Canning ile Reşit Paşa, çok sıkı iki dosttur. Lord Canning, koyu bir Protestandır. Osmanlı’nın da Hıristiyan olmadığı için geri kaldığını düşünmektedir.
Osmanlı Ordusu’nun yenilenmesi için çalışmakta ve bunun için de Reşit Paşa’yı kullanmaktadır. Reşit Paşa ise çok iyi bir Batılı ve Batıcıdır ama aynı zamanda koyu bir Nakşibendidir. Nakşibendilik o dönem için Osmanlı’da oldukça güçsüz bir tarikattır. Ancak Ruslarla yapılan Kafkas harplerinden sonra Anadolu’ya göçle birlikte güç kazanmaya başlamıştır.
Osmanlı’nın Protestan Hıristiyan’ı yoktur ama Osmanlı’da en etkin devlet olan
İngiltere’nin elçisi koyu Protestandır, Osmanlı’da saray katında en etkisiz tarikatlardan biri Nakşibendiliktir ama Sultan Mahmud üzerinde en etkili olan danışman Reşit Nakşibendidir. Ve yine o güne kadar hiçbir gücü olmayan Vahabilik de Arabistan’da aynı İngiltere tarafından kurulacak ve örgütlenecektir.
1820’li yıllarda başlayan bu tarikat operasyonu ile birlikte 100 yıllık bir tarikat dönemi başlar. Anadolu Protestan İngiliz ve Amerikalı misyonerlerle dolacaktır.
Arabistan Vahabilerin eline geçecektir.
Ve Anadolu’nun en güçlü tarikatı Nakşibendiler olacaktır!
İşte Batıcı ve ilerici Sultan Mahmud ve Reşit Paşa’nın Türkiye’ye hediyesi bu olmuştur.