
II. Mahmud Döneminde İsmail Dede Efendi
III.Selim’in tahttan indirilmesi üzerine Dede Efendi Saraydan Yenikapı Mevlevîhânesine sığınmış ve orda Şeyh Abdülbaki Nasır Dede’den ney üflemeyi öğrenmiştir. Diğer Mevlevîhânelerde mukabele günleri haftada bir gün olmasına rağmen Yenikapı Mevlevîhânesinde mukabele günleri Pazartesi ve Perşembe günleri olmak üzere haftada iki gündü. Dede Efendi bu mukabele günlerinde hem ayin-han hem de na’than’lık yapmaktaydı. Bunun üzerine dergâh dolup taşardı.
Dede Efendi dergâhtaki bu faaliyetleri yanında II. Mahmud’un sarayında, Enderun’da büyük musiki faaliyeti göstermekteydi. İsmail Dede Efendi, son ayini olan “Ferâhfeza”yı II. Mahmud’un arzusu üzerine bestelemiş ve İstisanî olarak ilk mukabelesi Yenikapı’da değil, hasta olan Padişah’ın sarayına yakın Beşiktaş Mevlevîhânesinde (1255/3.4.1839) yapılmıştır.
Ramazan aylarında Teravih namazında Acem-Aşiran makamından bir ilahî müezzinbaşı tarafından okunup, aynı makamdan İmam-ı Şehriyari’nin Padişah huzurunda Kur’an okuması Saray geleneği idi. Dede Efendi bu vesile ile Padişah huzurunda bestelediği fasıla, II. Mahmud’un şerefine “Sultani-yegah” adını verdi. Bu fasılda bestelediği dört parça da Padişah’a methiyedir.

Bu vesile ile II. Mahmud uzun zamandır kullanılmayan pek sevdiği Ferah-Feza makamının da yeni eserlerle canlandırılması için İsmail Dede’yi teşvik etti. Bunun üzerine Dede, bu makamdan bir çok eser besteledi. Ferâh-Feza’dan Dede’nin bestelediği eserlerin Topkapı Sarayı arkasında bulunan ve III. Selim’in annesi Mihr-i Şah Valide Sultan tarafından yaptırılan Serdap kasrında icrasını Padişah emretti. Burada yapılan fasılda sanatkarlar, Padişah huzurunda al çuhalar üzerindeki atlas minderlere oturarak sanatlarını icra ederlerdi.
Padişah bu musiki ziyafetlerinden sonra Dede Efendi’ye bol ihsanlarda bulmuş ve iltifat etmiştir. II. Mahmud’un emriyle bestelenen Ferâh-Feza faslı, Dede’nin en parlak eserleri arasındadır. II. Mahmud, İsmail Dede Efendi’ye büyük devlet adamlarına mahsus “Tasvir-i Hümâyun” nişanını takmıştır.1 II. Mahmud, III. Selim devrinin en büyük mirası Hamamîzâde İsmail Dede’yi dinlemek için sık sık Beşiktaş Mevlevîhânesini ziyaret eder. Dede’nin bir teravih namazıyla hemen oracıkta besteleyip okuduğu ilahi, Sultan Mahmud’u oldukça etkilemiştir. İsmail Dede’yi dinlemek için hemen her Çarşamba Beşiktaş Mevlevîhânesine gelen Sultan II. Mahmud yine bir gün büyük sanatkardan bir “Ferâh-Feza” Ayin-i Şerif’i ister. Bu arzu ortaya Mevlevî ayinlerinin en muhteşemlerinden birini daha çıkarır.
Nihayet dergâhın ayinhanları ile beraber Hünkâr müezzinlerinin birlikte meşk ettikleri bu sanat abidesinin Beşiktaş Mevlevîhânesinde okunacağı gün gelir. Misafir şeyhler, dedeler, dervişler, muhipler ve ecnebi misafirlerle mahşer gününü hatırlatan kalabalığın toplanıp mukabele saatini beklediği an hiç beklenmedik bir haber gelir: “Padişah hastadır, vakti gelince mukabeleye başlanıp kendisine intizar olunmamasını irade etmiştir”.

Fakat bu haberin sıkıntılı havası çok sürmez ve ölümün kapısına dayandığı Hükümdar, hasta yatağından kalkıp mukabelede bulunmak ve Ferâh-Feza ayinini dinlemek üzere Mevlevîhânenin kapısından içeri girer.2 Padişahların bir Mevlevîhâneyi ziyaret haberi gelince, dergâh mensuplarının bütün mevcutları ile saf bağlayıp karşılamaları usuldur. Yalnız Şeyh Efendi cümle kapısına kadar gelir ve teşrifatı içerden takib eder. Padişahı da binanın içinde karşılar.
II. Mahmud devrinde henüz genç olan Şeyh Osman Efendi ise yeni posta oturduğu günlerden bir gün, bu hakanî ziyaretten çok mütehassis olmuş olmalı ki, gençliğinin tesiriyle olacak, mânevî otoritesinin icabını unutarak cümle kapısından dışarı çıkar ve Padişah’ın arabasına doğru ilerler. Fakat Padişah, hükümdârlık gururundan üstün tuttuğu mânevî haysiyetin bu suretle ihlalinden hiç de memnun olmaz ve yanındakilere: “Eskiden böyle bir usul yoktu. Şeyhler bizi cümle kapısının içinde karşılarlardı. Acaba biz mi çok büyüdük, onlar mı çok küçüldü?” demek suretiyle mânevî makamı beşeri mevkie üstün tuttuğunu bir kere daha tarihe karşı ikrar etmiştir.
Bir gün dergâhta Dede Efendi’den Neva Ayini dinleyen Sultan II. Mahmud, eseri için Dede’yi tebrik etti. Fakat görevinin Saray’da olduğunu ve Saray’da Mevlevî sikkesi(külahı) ile vazife yapılamayacağını, günlerini Mevlevîhânede geçirmemesini istedi. İsmail Dede ısrar ederek ancak arada bir Yenikapı Mevlevîhânesine gitmek iznini alabildi. Fakat Padişah sikkesini Sarayda giymesine izin vermeyip, Dede’ye sarıklı kavuk ve Enderun subaylarına mahsus üniforma giydirildi.
Hamamîzade İsmail Dede Efendi, III.Selim ve II. Mahmud devirlerinde “Fasl-ı Hümâyun Hanendesi” ve “Musâhib-i Şehriyâri” olmuş, bu durumunu I.Abdülmecid zamanında da korumuştur. Nihayet İsmail Dede hac görevini ifa etmek için gittiği Mekke’de hastalanmış ve burada vefat etmiştir.(1262/1846). Mezarı Mekke’dedir
