Türk Müzik Sanat Tarihinde Türk Beşleri, Klasik Türk Batı Müziği
Muzikayı Hümayun 1828 yılında 2. Mahmut tarafından kurulmuştu. 1826’da Yeniçeri teşkilatının kaldırılışı ile birlikte, buna bağlı Mehterhane de lağvedilip yerine Avrupa askeri bandolarına benzeyen bir müzik teşkilatı kurulmuş, başına İtalya’dan ünlü opera bestecisi Gaetano Donizetti’nin kardeşi, Guiseppe Donizetti getirilmişti. Çok sesli müziğin devlet eliyle ülkemizde ilk kurumlaşması böyle olmuştu.
Yine Atatürk’ün direktifiyle 1924 yılından itibaren Muzik eğitimi görmek üzere Avrupa ülkelerine gençler gönderilmeye başlandı. Bu gençlerin arasında Osman Zeki Bey’in oğlu olan
- Ekrem Zeki Ün (1924–1930),
- Ulvi Cemal Erkin (1925–1930),
- Necil Kazım Akses (1926–1934),
- Ferit Alnar (1927–1932) ve
- Ahmet Adnan Saygun (1928–1931)
çeşitli Avrupa ülkelerinde müzik eğitimi gördükten sonra yurda döndüler ve daha önce başka imkânlarla Avrupa’da müzik eğitimi görüp 1923’te Darülelhan’a müzik öğretmeni olarak dönen Cemal Reşit Rey ile birlikte Cumhuriyet döneminin ilk besteci kuşağını meydana getirdiler.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde müziğin gelişimi hızla devam ederken Türk Beşleri’nin yanında diğer müzik üstatlarına da değinmek elbette kaçınılmazdır. Müzik kültürümüzü gelecek nesillere taşıyan, taşımaya ve yaşatmaya devam eden büyük bestekârlar, opera ve bale sanatçıları, orkestralar, orkestra şefleri, solistler, koro ve koro yönetmenleri, müzikologlar ve eleştirmenler, eğitimciler, dernekler, vakıflar, merkezler ve daha birçok bu alanda üstün başarılara imza atmış değerli sanatçılar, Türkiye Cumhuriyeti Devletini müzik alanında tüm dünyada başarıyla temsil etmeye devam edeceklerdir.
Türk Beşlerimiz Kimlerdir:
– Ekrem Zeki Ün
– Ulvi Cemal Erkin
– Necil Kazım Akses
– Ferit Anlar
– Cemal Reşit Rey dir.
Müzik ve diğer sanat alanlarında Atatürk’ün çağdaş yaklaşımları ve bir ilkleri başlatmada çok büyük katkıları vardır. O dönemle ilgi şöyle söylemde bulunmuştur.
“Büyük olmak için hiç kimseye iltifat etmeyeceksin; hiç kimseyi aldatmayacaksın. Ülke için gerçek amaç ne ise onu görecek, o hedefe yürüyeceksin. Herkes senin aleyhinde bulunacaktır, fakat sen buna karşı direneceksin. Önüne sonsuz engeller de yığacaklardır.
Kendini büyük değil; küçük, zayıf, araçsız, hiç sayarak, kimseden yardım gelmeyeceğine inanarak bu engelleri aşacaksın. Bundan sonra da sana büyük derlerse bunu söyleyenlere güleceksin