Oğuzların Bozok Kolu’na bağlı Kayı boyu beyi Osman Bey tarafından Söğüt ve Domaniç çevresinde kurulan Osmanlı Beyliği kısa sürede büyüyerek dünyanın en geniş imparatorluklarından biri haline gelmiştir.
Geniş topraklara ve güçlü bir devlet yapısına sahip olan bu beyliğin beylikten devlete ve dünya gücüne nasıl dönüştüğü çok enterasandır.
1229 yılında kurulan devlet 1922 yılına kadar yaşamıştır.
OSMANLI DEVLETINDE DEVLET YÖNETİMİ
Osmanlı Devleti Türk örf ve adetlerine ve İslami kurallara göre yönetilirdi. Yani Osmanlı Devlet yönetiminde Orta Asya Türk geleneği ile Türk İslam devletlerinin büyük oranda etkili olduğunu söylemek mümkündür.
Devlet egemenlik hakkının tanrı tarafından verildiğine inanılan ve Osmanlı soyundan gelen hükümdarlar tarafından yönetilirdi. Bu yönetim şekline Teokratik Mutlak Monarşi denilirdi.
Kısaca Mutlakiyet denilen bu yönetim şekli 1876 yılına (Meşrutiyetin ilanı) kadar devam etmiştir.
Osmanlı Devletinde hükümdarlar;
Bey
Gazi
Han
Hakan
Sultan
Hünkar
Padişah unvanları ile anılırdı.
Hükümdarlar yetkilerini dine ve töreye dayalı olarak kullanır ve ayrıca Kanunname-i Ali Osman denilen yasalar uygun davranırlardı.
Kanunname-i Ali Osman ilk olarak Fatih Sultan Mehmet daha sonra da Kanuni Sultan Süleyman tarafından idari, ekonomik ve cezai alanlarda örf ve adetlere göre padişahların otoriteleri ile çıkardıkları kanunların bütünüdür.
Osmanlılarda padişahların emir ve buyruklarına Ferman veya Hatt-ı Hümayun, hükümdarlığın el değiştirilmesine Veraset Sistemi, hükümdar çocuklarına Şehzade, şehzadeleri eğiten akıl hocalarına Lala denilirdi.
Padişahlar Cülus Töreni ile tahta çıkar ve Cülus bahşişi dağıtırlardı. Ülke yönetiminde padişahın en önemli yardımcısı Vezir-i Azam ( Sadrazam), en önemli kurumu ise Divan-ı Hümayun idi.
Divan-ı Hümayun
Divan örgütü ilk olarak Orhan Bey zamanında İznik’te kurulmuştur.
Divan önemli devlet meselelerinin görüşüldüğü, üyeleri padişah tarafından belirlenen en büyük organdı. Önemli konular divanda görüşülüp karara bağlanır ve hükümdar onayından geçerek yürürlüğe konurdu. Ayrıca karaların uygulaması (Yürütme) ve üst düzey yöneticiler arasındaki davalara(Yargı) bakmakta divanın göreviydi. Bu yüzden divan Danışma Meclisi, Bakanlar Kurulu ve Mahkemeye benzerdi.
Devlet yönetiminde İlmiye, Seyfiye ve Kalemiye sınıfları bulunuyordu ve bu üç sınıfında divanda temsilcileri bulunuyordu.
Divan Üyeleri ve Görevleri
Sadrazam (Vezir-i Azam): Padişahın mührünü taşır ve padişahtan sonra gelen en yetkili kişidir. Gerekli durumlarda Serdar- ı Ekrem sıfatı ile orduları yönetirdi. Fatih dönemi ile birlikte divana başkanlık yapardı. Günümüz Başbakan’ına benzerdi.
Kubbealtı Vezirleri: Seyfiye sınıfına mensup sayıları 1-7 arasında değişen sadrazam yardımcısı olan diğer vezirlerdir. Günümüz Devlet Bakanlarına benzer.
Kazasker: Adalet, hukuk ve eğitim-öğretim işlerinden sorumlu olan görevlidir.
Defterdar: Maliye ve ekonomiden sorumlu olan görevlidir.
Nişancı: Her türlü yazım işlerini yürüten ve padişah tuğrası (bir nevi imza) çeken görevlidir. Ayrıca fethedilen toprakların kaydını da tutar yardımcı katipler ile işlerini yürütürdü. Yardımcı katipler kurulu başkanına Reis’ülküttap denir.
Reis’ül küttap 16. Yüzyıldan sonra ayrı bir divan üyesi haline geldi.
Reis’ülküttap: Dış ilişkilerden sorumlu olan görevlidir.
Şeyhülislam: Din işlerinin en yetkili adamı ve alınan kararların ve yapılacakların dine uygunluğuna dair fetva vermekle görevli devlet adamıdır.
Yeniçeri Ağası: Yeniçeri ocağının başında bulunan ve ocaktan sorumlu görevlidir.
Kaptan-ı Derya: Deniz kuvvetlerinin ve donanmanın başında bulunan görevlidir.
OSMANLI DEVLETINDE TOPRAK YÖNETİMİ
Osmanlı Devletinde “Ülke padişahın ve ailesinin ortak malıdır” anlayışı vardır. Osmanlılarda devlet yönetimi temelde Mülk arazi Miri arazi olarak ikiye ayrılır.
Mülk Arazi: Mülkiyeti şahıslara ait arazilerdir. İki kısma ayrılır.
Öşri arazi: Müslümanlara ait topraklardır. Vergileri öşür ve çift.
Haraci arazi: Gayrimüslimlere ait topraklardır. Vergileri harac-ı mukassem ve harac-ı muvazzaf.
Miri (Beylik) Arazi: Mülkiyeti devlete ait topraklardır. Alınıp satılamaz, devredilemez. Çeşitli bölümlere ayrılır.
Dirlik arazi: Geliri devlet adamlarına ve memurlara maaş karşılığı asker beslemesi şartı ile verilen topraklardır. 3 kısma ayrılır.
Has: Geliri 100 bin akçeden fazla ve üst düzey devlet adamlarına verilen,
Zeamet: Geliri 100 bin ila 20 bin akçe arasında değişen orta dereceli devlet adamlarına verilen,
Tımar: Geliri 20 bin akçe ve 3 bin akçe arasında değişen küçük dereceli devlet adamlarına verilen topraklardır.
Osmanlılar dirlik sistemini Selçuklularda uygulanan ikta sisteminden örnek almıştır.
Mukaata arazi: Geliri doğrudan hazineye giden topraklardır.
Yurtluk arazi: Geliri sınır boylarındaki görevlilere verilen topraklardır.
Ocaklık: Geliri kale muhafızları ve tersaneye verilen topraklardır.
Malikâne: Üstün hizmet gösterenlere verilen topraklardır.
Paşmaklık: Geliri padişahın hanım akrabalarına verilen topraklardır.
Vakıf: Geliri sosyal tesislere ve hayır işlerine ayrılan topraklardır.
Arpalık: Bazı devlet adamlarına ek gelir olarak verilen topraklardır.
Metruk: Halkın kullanımına bırakılan topraklardır.
Mevat: Hiçbir işe yaramayan bataklık, çöl gibi topraklardır.