Sultân Mahmud’u doğuran Nakş-ı Dil Hanım
Sultan II. Mahmud Nakş-ı Dil Vâlide-Sultân (1768?- 1817),
Oğlu İkinci Mahmud adıyla tahta çıkınca Vâlide Sultân olarak (28.7.1808-28.8.1817) 9 yıl müddetle imparatorluk protokolünde 2. yeri işgal etti.
Fâtih Camii yanındaki türbesinde gömülüdür.
Fâtih’te mektep, sebil, imaret, meşrûta, Kasımpaşa’da çeşme, namazgâh, Sultanahmet’te çeşme, Alemdağı’nda çeşme, Ayvansaray’da mescid gibi hayrâtı vardır.
İşte bu vâlide-sultân’ın şahsiyeti üzerinde pek çok münakaşa edilmiştir.
Nakş-ı Dil Vâlide-Sultân, Kafkasyalı, muhtemelen Gürcü’dür. Bir kısım Batılılar ise onun Fransız asıllı olduğu üzerinde ısrar etmişlerdir. Hattâ Sultân Mahmud’un Batıcılığı ve dehâsı, annesinin Avrupalı ve Fransız olmasından kaynaklanıyormuş!.
Bunu söyleyen Batılı yazarlar bile çıkmıştır. Vâlide-Sultân’ın küçük yaşta Türk korsanlarının eline düşüp Saray’a gönderilen, Antiller’de Martinik adasında oturan soylu bir Fransız ailesinin kızı olduğu hakkındaki iddia veya rivayet, kesin şekilde yanlış ve geçersizdir.
Zira denizde kaybolan Mademoiselle Aimee du Buc de Rivery’nin kayboluş tarihi, yaşı, kronoloji bakımından onun Nakş-ı Dil olmasını imkânsız kılıyor. Kaldı ki, Osmanoğulları’nın aile geleneklerinde böyle bir rivayetin izi bulunmamaktadır ve hepsi baba-annelerinin Kafkasyalı olduğunda birleşmişlerdir.
Aslında Sultân Mahmud’un annesinin Fransız asıllı bulunmasında en ufak bir küçültücü taraf olamazdı. Öyle olsaydı ne değişirdi? Ancak değildir.
Batılıların Fâtih’in annesinin de Fransız asıllı olduğu iddiaları ünlüdür. Üstelik bazı hayali geniş Avrupalı yazarlar, Nakş-ı Dil Vâlide Sultân’ın Hıristiyan imanı ile öldüğünü yazmak derecesinde saçmalığa düşmüşlerdir.