Muzıka-yı Humayun Ne Demek?. Şef, Hocaları ve Ansiklopedik Bilgileri – Darülelhan Nedir?
1826 yılında, Asakir-i Mansure-i Muhammediye’nin tören yürüyüşlerine eşlik edecek bir “boru takımı” olarak kurulmuş, Yeniçeri Ocağındaki Mehterhane’nin ve saraydaki geleneksel sanat müziği topluluğu Meşkhane’nin yerini almıştır. İstanbul’da bugünkü İTÜ Taşkışla’da açılmıştır. Başlangıçta Ahmet Efendi ve Manguel adlı müzisyenlerin yönetiminde olmasına rağmen, 1828’de yönetime İtalya’dan Giuseppe Donizetti (d. 1788-ö. 1856) getirilmiştir.
Muzıka-i Humayun, içinde birçok orkestrayı barındıran, sarayın müzik hocalarının yanı sıra sözü geçen bütün bu konularda saray dışındaki tiyatro ve konser salonlarında sahneye çıkan, akla gelebilecek bütün orkestraları ve komple konservatuar öğretim heyetini de kapsayan, Batı müziğinin yanı sıra Türk Müziği bölümü de olan bir çeşit merkezi sistemle yönetilen bir müzik devletini andırmaktaydı.
En parlak döneminde 500 kişi iken Abdülhamid döneminde 350, Balkan Savaşı’nda bazı müzisyenlerin şehit düşmesinden sonra 120 kişiye düşmüştür. Padişahın özel bütçesinden finanse edilirdi ve kumandanlarının rütbesi bugünkü Orgeneral’e eşitti. Muzıka-i Humayun üyeleri askeri rütbe sahibiydi, böylece imparatorlukta müzisyenliğin itibar kazanması amaçlanmıştı. Cumhuriyet’in kurulmasıyla Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın üyeleri ve konservatuvar kadrolarının birçoğu buranın üyelerinden oluşmuştur.
GUISEPPE DONIZETTI KIMDIR?
Aşk İksiri, Alayın Kızı, Lucia Di Lammermoor ve Don Pasquale gibi ünlü opera buffa örneklerini veren besteci Gaetano Donizetti’nin (d.1797-ö. 1848) abisidir. Napolyon ordularında bando denetçisi olarak yıllarca çalışmış, Avusturya ve İspanya seferlerine katılmıştır. Waterloo’daki kesin yenilgisi üzerine 1828 yılında İstanbul’a gelmiştir. Donizetti, ölümüne dek Muzıka-i Hümayun’un başında kalmıştır ve göreve başladığından itibaren 6 ay gibi kısa bir zamanda onu bir “saray bandosu”na dönüştürmüştür. İlk konserini 19 Nisan 1829’da bir bayram töreninde Sultan 2. Mahmud’un huzurunda vermiştir.
“Giuseppe Donizetti, “Osmanlı Saltanat Muzıkaları Baş Ustakarı” olarak, batı müziği yöntemlerine göre bandoyu eğitmiş ve geliştirmiştir. Muzıka-i Hümayun, aynı zamanda bir “müzik okulu” özelliği kazanmıştır. Flüt, piyano, armoni ve çalgılama (instrumentation) derslerini Donizetti vermiş, Avrupa’dan hem çalgı öğretmenleri, hem çalgılar getirtmiştir. Sultan 3. Selim’in[2] isteği üzerine Hamparsum Limonciyan (d. 1768-ö.1839) tarafından geliştirilen ve Hamparsum Yazısı adıyla bilinen geleneksel Türk Müziği yazısı Muzıka-i Hümayun’da kullanılmamış, batı müziği yazısı benimsenmiştir.
Donizetti, profesyonel müzik eğitimi ve bando çalışmalarının yanı sıra, öteki müzik etkinliklerine de yönelmiştir. 1840 yılı dolayında sarayda yaylı çalgı toplulukları oluşturulmuş, Avrupa’dan opera notaları getirilmiştir. (…)”[3]
Çeşitli eserleri arasında 1828’de yaptığı Mahmudiye ve 1839’da bestelediği Mecidiye marşları önemlidir. Bu marşlar, isimlerine bestelendikleri padişahın saltanatı süresince milli marş olarak kabul edildi. Daha sonra İstanbul’a gelen Liszt, Mecidiye marşı üzerine bir parafraz bestelemiştir.
GUATELLI PAŞA KIMDIR?
Başarılarından ötürü kendisine “general” rütbesi verilen Donizetti Paşa’nın 1856’da ölmesinden sonra, Callisto Guatelli Paşa göreve getirilmiştir. Bilinmeyen nedenlerden dolayı 1858’de görevine son verilmiş, bu yıllar Muzıka-i Humayun için duraklama yılları olmuştur. 1868’de, Naum Tiyatrosu’ndaki konuk opera orkestralarını yönetmekte olan Guatelli tekrar aynı pozisyona getirilmiş ve İmparatorluğun Genel Müzik Müdürü unvanıyla 1899 yılındaki ölümüne kadar bu görevde kalmış[4] ve onun döneminde bando, iyi bir armoni topluluğu niteliği kazanmıştır.
Birçok bestesinin ve marşlarının arasında Abdülaziz’e ithaf ettiği Osmaniye Marşı, Aziziye Marşı, Şefkat Marşı ve Osmanlı Sergisi Marşı önemli bir yer tutar.
MUZIKA-I HUMAYUN ŞEF VE ÖĞRETMENLERI
Guatelli Paşa’nın görevden alındığı on yıl süresince yine bir İtalyan olan Pisani bu görevi sürdürmüştür ancak selefine göre sönük kalmıştır. Guatelli’nin yaşamının son üç yılında Fransız vatandaşı Katolik bir Ermeni olan Dussap Paşa kumandanlık yapmıştır ancak o da büyük bir başarı gösterememiştir.
1880 yılında, artık yaşlanmış olan Guatelli Paşa’ya yardımcı olması amacıyla Paris Konservatuarı’nda öğrenim yapmış bulunan d’Arenda adlı İspanyol asıllı bir piyanist de saraya getirilmiştir. 1899-1909 yıllarında görev yapan ve “Arenda Paşa” olarak bilinen bu müzikçinin katkılarıyla nota kitaplığı yeniden düzenlenmiş, bandoya yeni bir çalgı olan saksofon ailesi eklenmiş ve topluluğun kuruluş biçimi Fransız bandolarına göre yenileştirilmiştir.
1908 yılında Meşrutiyet’in ilanıyla birlikte Muzıka-i Humayun’da görevli olan yabancı müzisyenlerin yerine, hepsi Guatelli’nin öğrencileri olan Türk müzikçiler atanmıştır. “İzmir Marşı”, “Plevne Marşı” gibi besteleri olan Mehmet Ali Bey, Arenda Paşa’nın yardımcısı Zati Bey (Arca) ve Flütist Saffet Bey (Atabinen) (1858-1939) kurumda görevlendirilmişlerdir. Bu dönemde Saffet Bey hem bandonun hem de orkestranın yöneticisi olmuştur. Paris’te Theodor Dubois ile piyano ve kompozisyon çalışmıştır. Beethoven’ın senfonilerinin seslendirilmesini gerçekleştirmiş ve opera, bale, uvertür gibi büyük formlarda eser veren ilk bestecimiz olmuştur.
Muzıka-i Humayun, son kumandanı Osman Zeki Bey (Üngör) (1880-1959) döneminde oldukça gelişmiş bir düzeye gelmiştir. 1917-18’te Avusturya, Macaristan ve Bulgaristan’da konserler vermiştir. Osman Zeki Üngör, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın da ilk şefi olmuştur.
Kumandanlar dışında, orkestralarda çeşitli görev alan veya bazı orkestraları yöneten ve öğretmenlik de yapan şefler vardı. Türklerden Necib Paşa ve Hamidiye Marşı’nı besteleyen Rıfat Bey bunlardandır. Yabancı şeflerden Paul Lange Bey Tophane Bandosu şefiydi. Arturo Stravolo Bey Saray Operası’nı idare eder ve operalarda rol alırdı. Edgar Manas (1875-1964) ise İtalya’da Trevellini ile piyano, Butazzo ile teori ve kontrpuan çalışmıştı. 1850-1941 yıllarında yaşayan Macar Tevfik Bey, İstanbul’a yerleştikten sonra piyanist olarak ün yapmış ve 1876’da sarayın piyano öğretmenliğine getirilmişti. Luigi Arditi Paşa, İngiltere’de Crystal Palace’da Kraliçe Viktorya’ya Türk Kasidesi’ni bestelemişti.
1930 yılında ölen İtalyan müzisyen Italo Selvelli, Tophane Muzıkası başında askeri bando şefiydi. 1909-1918 yılları arasında milli marş olan Reşadiye Marşı’nı bestelemişti.
Yukarıda bahsettiğimiz isimlerin yanı sıra Düssek Paşa, Pisani, Lombardi, Wondra ve Aleksan Beyler de vardı.
DARÜLELHAN NEDIR?
1917 yılında İstanbul’da kurulduktan sonra 1921 kapanır, ancak 1923’te tekrar açılır. Ülkemizde halka açık eğitim veren ilk okuldur. Ağırlıklı olarak Türk Sanat Müziği alanında eğitim vermesine rağmen İstanbul Belediye Konservatuarı’nın öncülü sayılabilir.
Cemal Reşit Rey, Zeki Üngör, Besim Tektaş, Muhiddin Sadak, Mesut Cemil, Veli Kanık Batı Müziği, Rauf Yekta, Mesut Cemil, Ahmet Irsoy, Santuri Ziya, Hayriye (Örs) ve Tanburi Faize (Ergin) Türk Müziği bölümünde görev aldılar.
Opera ve Operetler