Osman Zeki Üngör Uzun Hayatı Eserleri Ne Yapmıştır Besteleri
Beşiktaş Askeri Rüştiyesi’nde okudu. 1891’de girdiği Mızıkai Hümayün’da yeteneğiyle II.Abdülhamid’in dikkatini çekti. Batı müziği öğrenimi görerek konser kemancısı oldu. Büyükbabası Santuri Hilmi Bey’in kurduğu Mızıkai Hümayun faslı Cedidi’nde ve Saffet Atabinen’in ilk defa düzenlediği senfoni orkestrasında başkemancı olarak çalıştı. Binbaşı rütbesiyle de Saray Orkestrası Şefi oldu.
Mızıka-i Hümayun’da öğretim görevinde bulundu. İstanbul Erkek Muallim Mektebi’nde öğretmenlik yaptı. Bağımsız kadrosu olan ilk Türk senfoni orkestrasıyla Union Française’de haftalık halk konserleri verdi. Musiki Muallim Mektebi’nin müdürlüğünü yaptı.
Avrupa şehirlerinde de orkestralar idare ederek konserler veren Üngör; asıl ününü Mehmed Akif Ersoy’un İstiklal Marşını 1922 senesinde besueleyerek elde etti. Cumhuriyet’in İlanı’ndan sonra vazifesini Ankara’ya naklederek Ankara Riyaset-I Cumhur Musıki Hey’eti Şefi oldu.
Musıki Muallim Mektebi’nin kurulmasında önemli rol oynayan Üngör; 1924-1934 seneleri arasında bu okulun müdürlüğü vazifesinde bulundu.
1934 senesinde emekliye ayrılan Üngör; bir müddet de Teşvikiye Caddesi’nde Maçka Palas’ta oturmuş, 1958 senesinde de İstanbul’da vefat etmiştir. Cenaze töreninde özel izinle İstiklal Marşı çalındı.
İstiklal Marşı dışında başlıca eserleri: İlim Marşı, Azmü Ümit Marşı, Töre Marşı, Türk çocukları, Cumhuriyet Marşı.
1880 yılında Üsküdar’da dünyaya geldi[1] . Dedesi, Osmanlı Devleti’nin saray orkestrası olan Mızıka-yı Hümayun bünyesinde “Fasl’ı Cedid“‘i (batı enstrümanlarını da içeren fasıl topluluğu) tertip eden Santuri Hilmi Bey; babası Şekerci Hacı Bekir ailesinden Hüseyin Bey’dir.
Öğrenim hayatı
Beşiktaş Askeri Rüştiyesi’ndeki askeri eğitimin ardından 1891’de Osmanlı saray bandosu olan Mızıka-yı Hümayun’a girerek müzik öğrenimi gördü. Yeteneğiyle II. Abdülhamid’in dikkatini çekince konser kemancısı olarak yetiştirildi. Kemancı Vondra Bey’den keman, d’Aranda Paşa’dan da müzik nazariyatı dersleri aldı.
Mızıka-ı Hümayun
Mızıka-yı Hümayun bünyesinde Saffet Bey tarafından kurulmuş olan Makam-ı Hilâfet Filarmoni Muzikası’nda başkemancı olarak atandı. Yalnızca askeri marşlar çalan mızıkanın, bir senfoni orkestrasına dönüşmesi için emek verdi. Birçok ünlü bestecilerin keman konçertolarını Türkiye’de çalan ilk Türk kemancı oldu. Sultan Abdülhamit’e sık sık konserler verdi. Konserlerinin çok beğenilmesi nedeniyle ödüllendirilip rütbesi genç yaşta binbaşılığa kadar yükseltildi[1].
1908’de, Meşturiyetin ilanı’ndan sonra rütbesi mülazimliğe (teğmenlik) indirildi; Saffet Bey’in yönetimindeki orkestrada başkemancılığa devam etti. Bir süre Mızıka-yı Hümayun’da yaylı sazlar bölümünde öğretmenlik de yaptı. Ek olarak Darülmuallimin’nde (İstanbul Erkek Muallim Mektebi) dersler verdi. .
I. Dünya Savaşı sırasında Mızıka-ı Hümayun ile Avrupa şehirlerinde konserler verdi. 17 Aralık 1917- 31 Ocak 1918 tarihleri arasında gerçekleşen ve Viyana, Berlin, Dresden, Münih, Peşte, Sofya’yı kapsayan bu turne, bir Türk orkestrasının çıktığı ilk Avrupa turnesi idi[1].
Saffet Bey’in istifası üzerine 1917’de saray orkestrasının şefliğine atanan Osman Zeki Bey, Avrupa turnesi dönüşünde orkestrayı bağımsız bir kadroya kavuşturdu ve ilk defa saray dışında halka yönelik konserler verdi. Orkestra, haftalık halk konserlerini Tepebaşı’ndaki Union Française Salonu’nda vermekteydi.
İstiklal Marşı’nın bestelenmesi
Besteci asıl ününü Mehmet Âkif Ersoy’un İstiklâl Marşını besteleyerek elde etti. Osman Zeki Bey, 1921 yılında Mehmet Akif’in şiirinin ulusal marş güftesi olarak seçilmesinden sonra 1922’de Maarif Bakanlığı tarafından düzenlenen beste yarışmasına davet edilen 24 besteciden birisiydi. Kimi anekdotlara göre İstiklal Marşı’nı, İzmir’in Yunan işgalinden kurtuluşundan sonra bestelemişti[2] . Yarışma seçici kurulu tarafından Osman Zeki Bey’in eseri beşinci seçilirken[3] ; Ali Rıfat Bey’in alaturka usuldeki bestesi birinci seçildi. Ancak 1930 yılında Maarif Bakanlığı’nın resmi kurumlara gönderdiği bir genelge ile uygulamada değişiklik yapıldı ve o güne kadar Ali Rıfat Bey’in bestesi ile seslendirilen güfte; Osman Zeki Bey’in batı tarzı bestesi ile seslendirilmeye başladı; devletin resmi marşı haline geldi.
Ankara’ya taşınma
Osman Zeki Bey, Cumhuriyet’in ilanı’ndan sonra orkestrası ile Ankara’ya gidip 11 Mart 1924 günü şehrin tarihindeki ilk senfonik konseri verdi. Orkestra, Ankara’daki ikinci konserinden sonra “Riyaseticumhur Musiki Heyeti” adı altında cumhurbaşkanlığına bağlandı. Osman Zeki Bey, sonradanCumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’na dönüşen topluluğun orkestra şefliğini yaptı.
Musiki Muallim Mektebi
Osman Zeki Bey, ülkenin müzik öğretmeni ihtiyacını karşılamak için Musiki Muallim Mektebi’nin kurulmasında önemli rol oynadı. Bu kurum, Ankara Konservatuarı’nın temelini oluşturmuştur. Kendisi, okulun ilk öğretim üyesi ve ilk müdürü idi. Okul müdürlüğünü 1924-1934 seneleri arasında 10 yıl boyunca sürdürdü.
Avrupa turnesi
7 Haziran-5 Eylül 1926’da Karadeniz adlı gemide düzenlenen Yerli Malı Sergisi nedeniyle dört ay boyunca Güney ve Kuzey Avrupa limanlarını dolaştı ve Cumhurbaşkanlğı Senfoni Orkestrası ile konserler verdi[1]. Bu, Cumhuriyet döneminde bir Türk orkestranın çıktığı ilk yurtdışı turne idi.
Son yılları
1934 senesinde sağlık nedeniyle emekliye ayrılan Üngör; emeklilik günlerinde İstanbul’da yaşadı Soyadı Kanunu çıktığında “Üngör” soyadını aldı (oğlu Ekrem Zeki Bey, “Ün” soyadını almıştır)
1958’de İstanbul’da Moda’daki evinde hayatını kaybetti. Cenaze töreninde askeri bir bando tarafından İstiklal Marşı çalındı[4]. Mehmet Cenazesi, Karacaahmet mezarlığı’na defnedilmiştir.
Osman Zeki Üngör
Osman Zeki Üngör (d. 1880, İstanbul – ö. 28 Şubat1958, İstanbul) Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın ilk şefi ve İstiklal Marşı’nın bestecisidir. Besteci, Orkestra şefi, keman virtüozu Osman Zeki Üngör 1880 yılında İstanbul’da doğdu. Muzıka-i Hümayun’da Fasl’ı Cedid’i tertib eden Santuri Hilmi Bey’in torunu; Hacı Bekirzade Hüseyin Bey’in oğlu, Ekrem Zeki Ün’ün babasıdır. Beşiktaş Askeri Rüştiyesi’nde okudu. 1891’de girdiği Mızıka-i Hümayün’da yeteneğiyle II. Abdülhamid’in dikkatini çekti. Batı müziği öğrenimi görerek konser kemancısı oldu. Büyükbabası Santuri Hilmi Bey’in kurduğu Mızıkai Hümayun faslı Cedidi’nde ve Saffet Atabinen’in ilk defa düzenlediği senfoni orkestrasında başkemancı olarak çalıştı. Binbaşı rütbesiyle de Saray Orkestrası Şefi oldu.Mızıkai Hümayun’da öğretim görevinde bulundu. İstanbul Erkek Muallim Mektebi’nde öğretmenlik yaptı. Bağımsız kadrosu olan ilk Türk senfoni orkestrasıylaUnion Française’de haftalık halk konserleri verdi. Musiki Muallim Mektebi’nin müdürlüğünü yaptı. Avrupa şehirlerinde de orkestralar idare ederek konserler veren Üngör; asıl ününü Mehmed Akif Ersoy’un İstiklal Marşını 1922 senesinde besueleyerek elde etti. Cumhuriyet’in İlanı’ndan sonra vazifesini Ankara’ya naklederek Ankara Riyaset-I Cumhur Musıki Hey’eti Şefi oldu. Musıki Muallim Mektebi’nin kurulmasında önemli rol oynayan Üngör; 1924-1934 seneleri arasında bu okulun müdürlüğü vazifesinde bulundu. 1934 senesinde emekliye ayrılan Üngör; bir müddet de Teşvikiye Caddesi’nde Maçka Palas’ta oturmuştur.
Santuri Hilmi Bey’in torunu olan Osman Zeki Üngör 1880’de Üsküdar’da doğdu. 11 yaşındayken saray mızıkasına yazdırıldı. Hüseyin Bey’den keman dersleri ve Safvet Bey (Atabinen) ile D’Aronda Paşa’dan nazariyat dersleri aldı.Daha sonra Senfoni Orkestrası’nda baş kemancı ve Saray Orkestrası şefi oldu. Ayrıca yaylı çalgılar bölümü öğretmenliği ile İstanbul Erkek Öğretmen Okulu’nda uzun süre müzik öğretmenliği yaptı. I. Dünya Savaşı sırasında, birçok Avrupa ülkesinde Kızılhaç yararına konserler veren Osman Zeki Üngör 1926’da Cumhurbaşkanı Senfoni Orkestrası’nın şefliğini ve kendisinin kurduğu Musiki Muallim Mektebi’nin müdürlüğünü yaptı. Kolundaki rahatsızlık nedeniyle 1934’te emekliye ayrıldı. İstiklal Marşı’nın yanı sıra çoğunluğu marş türünde birçok bestesi bulunan sanatçının cenaze töreninde özel izinle askeri bando tarafından İstiklal Marşı çalındı. Bestecimizin mezarı Karacaahmet’te mezarlığında yer almaktadır.
Hayatı ve Eserleri
Santuri Hilmi Bey’in torunu olan Osman Zeki Üngör, 1880 yılında Üsküdar İstanbul’da doğdu. On bir yaşındayken Musika-i Hümayûn’a (saray orkestrasına) alındı ve keman bölümünü bitirdi. Orkestradaki başarısı II. Abdülhamit’in dikkatini çekti ve konser kemancısı olarak yetiştirildi. Opera orkestrasına başkemancı tayin edilerek Vondra Bey’den sonra uzun yıllar başkemancı olarak çalıştı. Binbaşı rütbesine terfi eden Zeki Üngör, daha sonra Saray orkestrasına şef oldu.
Osman Zeki Bey, Safvet Atabinen’in oluşturduğu senfonik orkestrada da başkemancı olarak görev aldı. Bir süre sonra yaylı çalgılar bölümü öğretmenliğine atandı. İstanbul Erkek Muallim Mektebi’nde müzik dersleri verdi.
Onun döneminde ilk Türk orkestrası konser için Avrupa’da turneye çıktı.
1924’te Ankara’da çok beğenilen iki konser veren topluluk, Cumhuriyet’ten sonra Riyaset-i Cumhur Musiki Heyeti adı altında cumhurbaşkanlığına bağlandı ve Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın çekirdeği oluştu. Uzun süre Musiki Müesseseleri Müdürü ve Gazi Musiki Muallim Mektebi Müdürü olarak görev yaptı. Topluluğun ilk şefi olan Osman Zeki, 1934 yılında sağlık nedeniyle emekliliğini istedi. İstiklal Marşı dışında, çoğu marş türünde başka yapıtlar da bestelemiştir.
1958 yılında hayatını kaybeden sanatçının cenazesi, Karacaahmet’te toprağa verilmiştir.
Başlıca eserleri
İstiklal Marşı, İlim Marşı, Azmü Ümit Marşı, Töre Marşı, Türk çocukları, Cumhuriyet Marşı.