Padişah 2. Selim Kimdir? Yaşamı ve Kişiliği

0
8305
Osmanlı Sultanı 2. Selim Kimdir. Saltanatı Hayatı Ve Önemli Olayları Ikinci 2 Sultan II. Selim Han Hayatı
Osmanlı Sultanı II. Selim Kimdir. Saltanatı Hayatı Ve Önemli Olayları Ikinci 2 Sultan II. Selim Han Hayatı

Osmanlı Sultanı III. Selim Kimdir? Saltanatı Hayatı ve Önemli Olayları

Padişah II. SELİM  (1566-1574)

KARDEŞLERİ :  Abdullah , Mustafa , Murad , Mehmed , Bayezid , Cihangir , Mahmud , Mihrimah , Raziye, Fatma Sultan dır.

ANNESİ : Hürrem Sultan dır.

ÇOCUKLARI : Mehmed , Gevher Han , Süleyman , Murad , Sultan Şah , Mustafa , Cihangir , Abdullah ,İsmihan , Fatma Mihrimah dır.

Padi̇şah II.Selim, Kanuni’nin Hürrem’den doğan ikinci oğludur. Şehzadeliğinden itibaren iyi bir eğitim görmüştür.On sekiz yaşında sancağa çıkmıştır.Konya,Manisa,Kütahya sancaklarında bulunmuştur.Bu tecrübesi yanında 42 yaşında tahta çıkmıştır.Sekiz senelik sultanlığı boyunca İstanbul dışına hiç çıkmamıştır.[1]

Osmanlı Devleti tarihinde en önemli şehzadeler mücadelesine sebebiyet vermiş ve daha babasının kardeşi şehzade Bayezid ile mücadele eden II.Selim,işin sonunda Osmanlı tahtına yegane namzet olmayı başarmıştır.Daha önce idam edilmiş bulunan Şehzade Mustafa ve Bayezid’ın dört oğlu da hesap edilirse II.selim tahta çıkarken iki kardeşini ve dört yeğenini bertaraf etmiştir.[2]

Bayezid ve Mustafa taht kavgası nedeniyle vefat etmişlerdir diğerleri ise önceden vefat etmişlerdi.II.Selim’in kardeşi Cihangir biraderi Mustafa’nın ölüm haberini duyunca üzüntüsünden hastalandı.Tedavisi için ne kadar uğraşıldıysa da olmadı ve vefat etti.[3]

Eleventh Sultan Of The Ottoman Empire Sultan Selim II
Eleventh Sultan Of The Ottoman Empire Sultan Selim II

Kanuni Süleyman’ın saltanat yıllarında Osmanlı İmparatorluğu tarihinin en parlak ve güçlü dönemlerinden biri olduğu kuşkusuzdur.Bu yüzdendir ki onun dönemi daha sonra Kaybolmuş bir altın çağ olarak adlandırılmıştır.Yine onun döneminde ekonomik bozukluklar başlamış ve bir yandan da şehzadeler arasında taht kavgaları olmuştur.

Zafer sarhoşluğu içinde unutulan bu sıkıntılar gittikçe artarak 1540’lı yıllardan sonra özellikle Anadolu’da genel bir hoşnutsuzluğa dönüşmüştür.Anadolu halkı önce Şehzade Mustafa ve Bayezid’in etrafında toplanarak Kanuniye ve merkezi otoriteye karşı cephe almışlardır.Bu da her iki şehzadenin taht kavgasına girişmek için nasıl uygun bir ortam bulduklarını açıkça gösterir.Ümit Burnu yolunun ve Amerika kıtasının keşfinden sonra dünya ticaret yollarında meydana gelen değişmeden sonra dengesizliğin ekonomik yapı üzerindeki etkisi hissedilmeye başlamıştır.Ekonomideki bunalım para darlığı olarak ortaya çıkmıştı devletin paraya gereksinimi artmıştı.Sonuç olarak ekonomik koşulların değişmesi yeni durumdan memnun kalmayan Tımarlı sipahilerin bir taraftan köylüler diğer taraftan da kapıkullarıyla anlaşmazlığa sürüklemiştir.Özellikle Tımarlı sipahilerin hem kapıkulu olmak istemeleri hem de kapıkullarını kıskanarak onların aleyhine cephe almaları büyük önem taşımaktadır.Çünkü iki sınıf arasındaki bu anlaşmazlık gidişten yakınan tımarların önce Şehzade Mustafa ve daha sonra Bayezid etrafında toplanmalarına neden olmuştur.Durumlarından memnun olan Kapıkulları ise merkezi yönetimi savunmada yer almış Kanuni’yi savunmuşlardır.Sadece durumdan şikayetçi olanlar bunlar değildi Anadolu halkı ve medreseler de olanlardan hoşnutsuzdu ve padişahın tahttan çekilmesini dilemeye başlamışlardı. (Kanuni’nin sekiz oğlu vardı bunlardan ilki onun veliahtlık döneminde Gülbahar Hatun’dan olan Mustafa daha sonra Mahmud ve Murad adlı iki oğlu daha oldu.Kanuni’nin şehzadelik yıllarında Hürrem Sultan’dan beş oğlu doğmuştu.

Bunlar Mehmed,Selim Abdullah, Bayezid Cihangir dır.

Bu evlatlarından Murad,Mahmud,Abdullah küçük yaşta ölmüştü.Mustafa şehzadelerin en büyükleri olduğu için EKBER EVLED anlayışıyla veliaht sayılıyordu.)İşte böyle bir zamanda ordu mensupları arasında padişahın artık yanlandığı için tahttan indirilmesi ve yerine Mustafa’nın geçirilmesi yönünde bir akım başlamıştı.Ardaki fesatçılardan bir kısmı da bu amaca ulaşmada biricik engel olarak görülen Sadrazam Rüstem Paşa’nın İran seferine hazırlık için Anadolu’da bulunmasını fırsat bilerek ortadan kaldırma konusunda Mustafa’nın da olurunu almışlardı.(Sadrazam Rüstem Paşa Hürrem Sultan’ın dediklerini yerine getiriyordu ve Hürrem Sultan da kendi çocuklarının sultan olmasını istiyordu.)Rüstem Paşa bu olayı hemen padişaha bildirdi ve sefere çıkan Kanuni İran Şahıyla savaşmadan önce Mustafa’yı öldürterek tehlikeyi ortadan kaldırmıştır.Şehzadenin bu beklenmedik sonunda Rüstem Paşa ve Hürrem Sultan büyük rol oynamıştır.Mustafa büyük evlat olduğu için önceden babasının da şehzadeliğinde görev yaptığı Saruhan (Manisa)sancağına gönderilmişti Manisa İstanbul’a yakınlığı nedeniyle en iyi sancak sayılıyordu.Manisa sancağına atanmak kardeşler arasında da rekabet konusuydu.Padişah Hürrem’den doğan Mehmed’i Manisa’ya Sancakbeyi yapmaya karar verdiğinde Mustafa’yı da Amasya’ya göndermişti.Bu babasının gözünden düşmesiydi.Manisa’ya yerleşen Mehmed çok geçmeden ölmüştür.

Osmanlı Sultanı II. Selim Kimdir. Saltanatı Hayatı Ve Önemli Olayları Ikinci Portrait Of Sultan Selim II
Osmanlı Sultanı 2. Selim Kimdir. Saltanatı Hayatı Ve Önemli Olayları Ikinci Portrait Of Sultan Selim II

Mehmed’in Manisa’ya atanmasından sonra ölmesi üzerine Manisa’ya Selim geçti.Selim’den boşalan Karaman’a ise Bayezid geçti.Hürrem tahta Mehmet’in geçmesini istiyordu fakat ölmesi sonucu en çok sevdiği Bayezid’ın geçmesi için düzenler kurmaya başladı.Rüstem Paşa ise Hürrem Sultan’ın tek kızı Mihrimah Sultan’la evli idi.Onun için tahta Mustafa’dan çok öz kayınbiraderi Bayezid’in geçmesi işine geliyordu.Mustafa ‘nın babasıyla araları iyice açılmıştı Mustafa kendini affettirmek için Amasya’dan beş bin kişilik bir kuvvetle hareket etmiş babasının Aktepe’de konakladığı gün otağını padişahın otağında iki mil uzağa kurdurmuştur.Ordugaha varışının ikinci günü vezirleri ve beyleri kabul etmiştir.Mustafa babasının yanına gitmek istiyordu ama herkes tarafından gitmemesi söyleniyordu.Fakat Mustafa babasının otağına gitti ve boğduruldu.Kanuni daha önceden Mustafa’nın boğdurulması hakkında Şeyhülislam Ebûsuud Efendi’den fetva almıştı.Kanuni bu fetvayı alırken bir benzetmeyle örneklemişti bu benzetme ; ‘‘ Bir tüccarın kölesi,iş gezisine çıkan efendisinin karısını,çocuklarını ve işlerini kendisine emanet etmesine karşın,onun işlerini alt üst edip karısını baştan çıkarır,çocuklarına tuzak kurar ve sonunda efendisine karşı suikast düzenlerse şer’an hangi cezaya çarptırılmalıdır.[4]demiştir.Bu suale Ebûsuud Efendi’nin cevabı‘‘Katli vaciptir.’’olmuştur.Mustafa’nın katlinden sonra kardeşi Cihangir de vefat etti.Mustafa’nın katli Cihangir’in ölümü tahtın varislerini ikiye düşürdü.Ekber evlad anlayışına göre tahta Selim geçmeliydi.Hürrem Sultan da bunu destekliyordu. Bayezid Selim mücadelesi Lala Mustafa’nın bir fesatçılığı olarak nitelendirilir.Kanuni oğlu Bayezid’i bir asi olarak görmekteydi çünkü bazı kaleleri almış halktan da para toplamıştı.Kanuni katl için Ebusuud Efendi’den fetva almıştı bu fetvanın suali ise ; ‘‘ Adaletle davranan bir Sultanın oğullarından biri onun buyruklarından dışına bazı kaleleri ele geçirse,kimi yerde halka salma salıp zorla alsa ve asker toplasa,onların herhangi bir yolla ortadan giderilmesi olanağı bulunmadığı için de adam öldürmeye başlasalar,sınup toplulukları dağılıncaya kadar katlleri şer’an helal olur mu.’’[5]demiştir.Ebûsuud Efendi de ‘‘ helâldir.’’demiştir.

Bunlardan sonra,Bayezid ve Selim Konya’da sultanlık için savaştılar.Üstünlük Selim’deydi.Bayezid İran’a kaçtı Nizamüddin Şâhkulu Bayezid’ı karşıladı ama korkuyordu Osmanlı’nın İran’a saldıracağından ve Şah kulu durumu hemen Şah Tahmasb’a bildirdi.Tahmasb bu durumdan çıkar sağlamak istiyordu.Kanuni İran’a gitti Bayezid ve torunlarını istedi zaten katl için fetva almıştı.Bayezid ve oğulları Selim’e teslim edilecek ve hemen orda katl edilecektir.

Bu teslimat için Tahmasb Kanuni’den 900.000 ,Selim’den 300.000 altın istedi,ayrıca Kars kalesini de istiyordu.23 Ekim 1559’da Bayezid ve dört oğlu Orhan,Mehmed,Abdullah,Mahmud teslim edildi ve boğdurularak Kazvin’de öldürüldü.Cenazeleri Sivas surlarının dışına gömülmüştür.[6]

Düzmece Mustafa   Kanuni III.vezir Sokullu Mehmed PAşayı çok sayıda akerle Selanik ve Yenişehir taraflarına isyanı,olayı yolladı.

Buralarda ortaya çıkan bir serseri kendisinin Şehzade Sultan Mustafa olduğunu ve cellad  elinden kurtulduğunu söylüyordu.Etrafına da adamlar toplamıştı.Düzme Mustafa kendisine bir tavukçuyu vezir iki talebeyi de kazasker yapmıştı.

Tavukçu vezir Niğbolu beyi’yle iş birliği yaptı ve düzme Mustafa’yı Sokullu’ya teslim etti.Sokullu düzme Mustafa’yı padişaha yolladı ve asıldı tavukçu da zeametle mükafatlandırıldı.[7] Mustafayı tutan ve dahası onu saltanat için kışkırtan tımar erbabı yani sipahiler,Şehzade Mustafa’nın katli karşısında hemen bir harekette bulunmamakla birlikte Nahçıvan Seferinde gönülsüz savaşmışlar ve böylece tepkilerini göstermişlerdir.Kanuni Mustafa yandaşlarını memnun edebilmek için tımar sahiplerine para vermiş yeniçerileri de hoşnut etmiştir.[8]

II.Selim’in tahta çıkışında,padişah kocasının sevgisinden yararlanarak devlet işlerine de karışmaktan geri kalmayan ve Osmanlı sarayındaki kadınlar saltanatının ilk çarpıcı örneğini veren Hürrem Sultan tahtı öz oğullarından birine verebilmek için ısrarlı bir politika izlemişti.Bundan dolayı Hürrem’in Selimin tahta çıkışında önemli payı vardı.[9]

Şehzadelerin sancağa çıkışlarında Anadolu’da bozulan asayişi sağlamak ve bundan böyle şehzadelerin ayaklanma olanaklarını çıkmalarında değişiklik   ortadan kaldırmak için bazı önlemlerin alınması gerekli kılınmıştı.Bunların başında Yeniçerilerin ülke düzeyine korucu olarak yayılmaları gerekiyordu.Bayezid olayından sonra şehzadelerin sancağa çıkarılış yöntemlerinde değişiklik olmuştur.O tarihe kadar yetişkin şehzadeler Anadolu’nun değişik sancakbeyliklerine  atanmakta bununla da şehzadelerin ülke yönetiminde deneyim kazanmaları amaçlanıyordu.Şehzadelerin yanına onlara yardımcı olacak lalalar atanıyordu.Sancağa çıkartılacak şehzadelerin sayısı sınırlandırılmamış olduğundan birkaç kardeş birden sancaklarda bulunabiliyordu.

Fatih’in ünlü yasasıyla ayrıntılı bir vekalet düzeni kurulamadığı için sancak yönetiminde bulunan şehzadelerden hangisi ordu veya üst düzey kişilerince tutuluyorsa ölen babanın yerine tahta çıkabiliyordu.Uygulamada genellikle en büyük erkek oğlan yeğleniyordu fakat Bayezid’de bu durum değişmişti.Selim’in tahta oturmasıyla hayattaki şehzadelerin hepsini sancağa çıkarma geleneği bitmiş yalnızca en büyük şehzadeye sancak verilmesi uygun görülmüştür.

Selim’in oğlu III. Murad’ın bulunduğu Saruhan ( Manisa ) sancağı da veliaht sancağı olarak seçilmiştir. III.Murad ve onun oğlu III.Mehmed de Manisa sancağından tahta oturmuştur.Bu durumla Anadolu’daki yönetim karşıtlarının genç şehzadelerin etrafına toplanıp taht kavgalarına yol açmalarının önüne geçilmek istenmiştir.Bu sistem Tımarlı sipahilerin yeni ayaklanmalarına karşı önlem olurken padişahlık makamı kapıkulu etkisine bırakıldı.    Tahta çıkacak şehzade sancak beyliğinde iken diğer kardeşleri ise İstanbul’da saraydaydı.Osmanlı tahtının babadan oğula en büyük erkek çocuğa kalması I.Ahmed’e kadar uygulandı.[10]

KAYNAKÇA

[1] Osmanlı, a.g.e. ,C.XII , s.125

[2] Emecen, a.g.e. ,C.X , s.383

[3] Hammer, a.g.e. ,C.II , s.20

[4] Turan, a.g.e. , s.37

[5] Turan, a.g.e. , s.101

[6] Turan, a.g.e. , s.20-135

[7] Hammer, a.g.e. ,C.II , s.29

[8] Turan, a.g.e. , s.44-49

[9] Turan, a.g.e. , s.26

[10] Turan, a.g.e. , s.152-153

CEVAP VER