Padişah Yaşamı, Kişiliği, Özgeçmişi ve Saltanatı
II.BAYEZİD (1481-1512)
KARDEŞLERİ : Mustafa , Korkud , Cem Sultan , Gevher Han Sultan dır.
ANNESİ : Gülbahar Hatun
ÇOCUKLARI : Abdullah , Gevhermülük ,Ahmed , Selçuk , Alemşah , Hatice , Selim , Aynişah , Mahmud , Hüma , Şehinşah , Mehmed , Mahmud dur.
Bayezid Fatih’in büyük oğludur. 2.Bayezit şehzadeliğinde iyi bir tahsil ve terbiye almıştır.II.Bayezid babası Fatih zamanında Amasya sancakbeyliği yapmıştır,tahta çıkışının ilk yıllarında kardeşi Cem’in son yıllarında da oğlu Selim’in saltanat iddialarında bulunmasıyla karşı karşıya kalmıştır.1512’de tahtı oğlu Selim’e terk etmiştir ve Dimetoka’da vefat etmiştir.[1]
II.Bayezid’in kardeşlerinden Gevher Han kız kardeşidir (Uzun Hasan-zade Uğurlu Mehmed Paşa’nın zevcesidir.)kardeşlerinden Mustafa ise Bayezid tahta çıkmadan önce vefat etmiştir(1474).Taht kavgası Bayezid ve Cem Sultan arasında gerçekleşmiştir.Fatih Sultan Mehmed öldüğü zaman büyüğü Bayezid ve küçüğü Cem olmak üzere iki oğlu kalmıştır.Bayezid merkezi Amasya olarak Rum eyaleti ve Cem de merkezi Konya olmak üzere Karaman eyaleti valisi idiler.Fatih vefat ettiği zaman Bayezit otuz dört , Cem ise yirmi üç yaşındaydı.Her iki şehzade de iyi tahsil görmüş iyi yetişmişti.
Sultan Fatih tedvin ettirdiği kanunnamede kendisinden sonra evlatlarından hangisinin hükümdar olacağını göstermeyerek eski an’aneyi kabul etmiş ve evlatlarından her kime saltanat nasip olursa nizam-ı alem için kardeşlerini öldürmesi hakkında kanuna açık bir madde koydurtmuştur.Şu halde hükümdar olmak her iki tarafın faaliyetine ve devlet erkanının ittifakına ve bazı defa da kapıkulu yaya askerinin yani hükümdar muhafızı yeniçerilerin isteklerine bağlı kalıyordu.Fatih oğullarından Cem’i daha çok seviyordu vezir-i azam Karamani Mehmed Paşa da Cem’i seviyor ve saltanata onun geçmesini istiyordu.hatta padişaha Kanûnnâme-i Âl-i Osman’da şehzadelere yazılacak elkab numunesini gösterirken Cem’in isminin geçmesi ve buna padişahın ses çıkarmaması dikkat çekmektedir.Bununla beraber Fatih hükümdarlık işini kadere bırakmıştır .Eski vezir Gedik Ahmed Paşa ,Cem taraftarı oldukları gibi yeniçeriler de Beyazid taraftarı idiler.
Bayezid’in Fatih ölür ölmez vezir-i âzam Mehmed Paşa ekseriyete uyarak bir taraftan büyük şehzade Bayezid’i da Tahta çıkış için Amasya’ya haber yollarken diğer taraftan da kendi adamlarından birini Cem’e gönderip yolu uzak olan Bayezid gelmeden evvel Cem’i İstanbul’a çağırmak istiyordu. Fakat Cem’e bu gizli mektubu götüren kişiyi Bayezid’in damadı yakalayarak öldürdü.Bu olayları Bayezid’i bekleyen yeniçeriler duyunca ayaklandılar.[2]
Bununla beraber vezir-i azamın ve ümeranın tedbirsizliği de nazardan uzak tutulmamalıdır.Bunun neticesidir ki asker ayaklanmış,payitahta akın etmiş Karamani Mehmed Paşa şehit edilip konağı yağmalanmış bazı zengin Yahudi’lerin de haneleri talan edilmiştir.[3]
Bu anarşinin önünü almak için Bayezid’in oğlu Korkud’u vekaleten tahta oturttular ama Bayezid gelene kadar asayiş yerine gelmedi.Babasının ölümüyle İshâk Paşadan davet mektubu alan Bayezid ilk başta tereddütlüydü fakat son mektubu da alınca aceleyle Üsküdar’a gitti ve oradan da saraya geçerek hükümdar ilan olundu.Anarşi dindi İshâk Paşa yeni vezir-i azam oldu.[4]
Cem Sultan babasının vefat ve Karamani Mehmed Paşanın öldürüldüğü haberini alınca hemen kararını verdi kendisine sadık olanlara dayanarak saltanat davasına kalktı Cem tahta kendisini layık görüyor ve bu yüzden mücadeleyi bir görev sayıyordu.Fatih’in Cem’e ‘Varis-i mülk-i Süleymani , Nur-ı hadekâ-i sultani’tabirlerini kullanması ve Karaman gibi önemli bir bölgeye tayin edilmesi Cem’e için için tahtta kendisinin olması gerektiğini düşündürüyordu.Etrafındakiler ise kendisini desteklemekte yanında bulunan Rum ve İtalyan alimleri de kendisini isyana teşvik etmekte idiler.Cem kararını verdikten sonra Konya’dan Bursa üzerine yürüdü.Ağabeyinin gönderdiği kuvvetleri bursa halkının da yardımıyla dağıttıktan sonra padişahlığını ilan etti.Adına hutbe okutup para bastırdı ne var ki Cem in padişahlığı on sekiz gün sürdü.[5]
Cem halası Selçuk Sultan başkanlığında bir heyeti Bayezid’a göndererek Osmanlının ikiye taksimini Cem’in Anadolu’yu,Bayezid’in Rumeli’yi alması teklifi yapıldı.Fakat devlet bütünlüğünü parçalayan bu teklif kabul edilmedi. II.Bayezid hazırlığını yaparak Bursa üzerine yürüdü,Cem burada mağlup oldu Cem Eskişehir’e ve oradan da Konya’ya kaçtı beş gün sonra Konya’ya vardı ama tutunamayacağını anlayınca validesi Çiçek Hatun ile ailesi ve Murad adındaki oğlunu alıp üç gün sonra Suriye’ye iltica ile Kahire’ye Memluk sultanının yanına gitti.Cem Kahire’de hükümdarlara mahsus teşrifatla karşılandı Osmanlılarla arası iyi olmayan Sultan Kaytbay Cem Sultan’ı elinde siyasi bir koz olarak kullanmak istedi Cem sultan Mısır’dan biraderi Bayezid’a yazdığı mektupta sıkıntısından bahsediyordu.Bayezid saltanat iddiasından vazgeçerse affedileceğini ve senede bir milyon akçelik bir tahsilatın verileceği bildirildi ise de saltanat hırsı ağır bastı Cem o sene ailesiyle hacca gitti ve daha sonra tekrar Kahire’ye geri döndü.[6]
Cem Memluk sultanı tarafından imparatorlar gibi davranılıyor, Kaytbay Cem şerefine sık sık ziyafetler düzenliyor,hatırını sormak için sohbetler tertip ediyordu,ramazanda iftarlar düzenliyordu.Cem Kahire’de Katip-ül memâlik İbn Cel’ud’un konağında misafir ediliyordu.Bu arada Bayezid Memluk Sultanına bir mektup yazarak Cem’in kendisine teslim edilmesini istedi.Fakat Kaytbay ; Cem benim misafirimdir,ben de Türküm.Binaenaleyh Türkler misafirine ihanet etmezler.diyerek bu teklifi reddetti.
Sultan Cem’in mısır sultanına ilticası Bayezid’i pek müteessir ediyordu.Bu arada iki kardeş arasındaki taht kavgasından yararlanmak isteyen ve eski topraklarına yeniden kavuşma arzusunda olan Karamanoğlu Kasım Bey ortalığa çıkmıştı.Bayezid ve Cem arasındaki üst üste yapılan müracaat ve mektuplaşmalardan da bir netice çıkmadı.Daha sonra Bayezid,Cem’ yazdığı mektupta nasihatlarda bulunmuş ve bilhassa yanında yanında bulunan müfsitleri (bozguncu) kovmasını ve Mekke’de oturmasını tavsiye etmişti.
Cem ağabeyinin mektubuna karşılık yazdığı cevapta ‘‘ Rızk vermek Allah’a mahsustur.Şimdi biz Allah’ın verdiği rızka razıyız.Her durumda tevekkülümüz Allah’a dır.’’diyerek Bayezid’ın tekliflerini bir kez daha reddetmiştir.[7]
Saltanat mücadelesi ve Osmanlılar Karaman illerini tamamen aldıktan sonra Pir Ahmed Bey ölmüş ve biraderi Kasım
Karamanoğlunun istifade Bey de Akkoyunlu’lara iltica eylemişti;bu sırada Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan Bey’i etmek istemesi. Oğlu sultan Yakup’tu. Bayezid’le Cem arasındaki mücadele Kasım Bey’i ümide düşürdü ve Akkoyunlu hükümdarından müsaade alarak Taşiline girdi Karamanoğlu aşiretine bağlı beyler Varsak ve Turgutlu aşiretleri Kasım Bey’in yanına toplandılar.Bunun üzerine Karaman Beylerbeyi Hadım Ali Paşa biraz askerle Kasım beyin üstüne gittiyse de kuvveti az olduğu için çekilmek zorunda kaldı.Bu olaylar İstanbul’da öğrenildiği zaman tecrübesine güvenilen Gedik Ahmed Paşa iki bin yeniçeri ve kapıkulu süvarisiyle dört bin azap ve Anadolu eyaletinin tımar sipahilerine kumandan tayin olunup gönderildi.Ve Gedik Ahmed Paşa’nın Cem taraftarı olması ihtimaline karşı çocuğu rehin olarak alıkonuldu.Kasım Bey,Gedik Ahmed Paşa’nın Afyonkarahisar’a geldiği haberini alınca kuşatmayı kaldırarak Taşili’ne çekildi Konya’ya gelen Gedik Ahmed Paşa oradan da kuvvet alarak Taşili’ne geldiği zaman Kasım Bey ‘in Tarsus’a çekildiğini öğrendi ve o da Silifke’ye geri döndü. ‘‘ Kasım Bey,zahire tedariki yapmak için Mut’ta kalan Ali Paşa’ya baskın yapmak istediyse de vaziyeti daha evvel haber alan Hadım Ali Paşa,Gedik Paşa2dan yardım istedi ; o da bizzat gelip Kasım Bey’i sıkıştırdı.Karşı koyamayacağını anlayan Kasım Bey gece olmasından istifade ederek kaçtı ; takip edildiyse de ele geçmeyip Memluk devleti hududunu geçti.’’[8]
Gedik Ahmed Paşa Kasım Bey’i kaçırıp kışı Karaman’da geçirdiler.Cem Sultan Hicaz’dan Kahire’ye döndükten sonra Kasım Bey ile G.Ahmed Paşanın maiyetinde olan Ankara Sancakbeyi Trabzonlu Mehmed Bey’den davet mektubu alıp ümide düştü çünkü mektupta halkın Sultan Bayezir’den yüz çevirip kendisini bekledikleri yazıyordu.Bu haber üzerine Cem Memluk Hükümdarından izin alarak Halep’e geldi G.Ahmed Paşa’dan kaçmış olan Trabzonlu Mehmed Bey ve adamları Cem’i alarak birlikte hududu geçtiler.
Bu olay İstanbul’da duyulunca telaşa düşüldü ve G.Ahmed Paşa’nın şehzade Abdullah’la beraber Bursa tarafına giden padişah kuvvetlerine katılması söylendi Ahmed Paşa emre uydu.Bu arada Cem de Karamanoğlu Kasım Bey’le Adana’da anlaşma yaptı.Cem hükümdar olursa Karaman’ı Kasım Bey’e bırakacaktı.Cem ve Kasım Konya üzerine yürüdü Cem barış yapmak bahanesiyle Ahmed paşayı ve Şehzade Abdullah’ı rehin alacaktı ama olmadı.Ahmed paşa Seyitgazi’de padişah kuvvetleriyle birleşmişti.Cem Sultan’la Kasım Bey Konya’yı kuşattılarsa da Hadım Ali Paşa dayandı ve Konya halkı da Bayezid’e bağlı kaldılar ve Konya alınamadı.
Bayezi’e yardım için Ankara’ya gelen Sivas Beylerbeğisi Süleyman Paşa Trabzonlu Mehmed Bey’in askerlerini dağıttı Cem Süleyman Paşayı yakalamak için Ankara’ya gitti fakat Süleyman Paşa gitmişti Ankara’yı kuşatmak istedi ama padişahın geldiğini duyunca Akşehir’e kaçtı.Cem,Kasım Bey’le Aksarayı’da kuşattı buranın halkı da Bayezid’e bağlı kaldığından alınamayarak çekilindi.Bayezid Konya Ereğli’sine geldi Cem de Taşili’ndeydi Bayezid Cem’e itimat ettiği bir adamını yollamasını ve anlaşma yapılmasını önerdi Cem de Kapıcıbaşı Sinan Bey’i yolladı.Cem devletin ikiye ayrılmasını istiyordu Bayezid böyle bir şeyin olamayacağını ve Kahire’ye gidip şehzade maaşını da almasını ve isteğinden vazgeçmesini istedi fakat Cem kati olarak hükümdar olmak istediğinden antlaşma kabil olmadı.Bunun üzerine Hersek-zâde Hasan Paşa Cem üzerine yollandı.
Cem ve Kasım Bey kaçmak gerekirse ne yapacaklarını konuşuyorlardı Kasım Bey Cem’i deniz yoluyla Rumeli’ye yollamak istiyordu çünkü Bayezid onunla uğraşırken o da bir kısım Karaman ülkesine hakim olmak arzusundaydı Cem kendi adamlarından Frenk Süleyman adında birini Rodos şövalyeleri yanına yollayarak yardım istedi Frenk Süleyman’ın şövalyelerden aldığı üç gemiyle Cem Rodos’a gitti.Rodos şövalyelerinin reisi Pierre d’Aubusson,Cem’i karşıladı ve gereken ihtiramı gösterdi.şövalyelerin bir kısmı Cem’i Rodos’ta alıkoymak istedilerse de Bayezid’in kuşatmasından korkarak Cem’i Fransa’ya göndermeye karar verdiler.Şövalyeler bu işi para için yapıyorlardı.
Cem Rodos’tan ayrılırken şövalyelerin reisi Cem’le hükümdar olduğu taktirde şövalyelerle daima barış halinde yaşayacağını,ticaret serbestliği olacağını ,Türklerin elindeki esirlerden her sene üç yüz kişinin satın alınmasına izin verileceğini ve kendisine yapılan masrafa karşılık yüz elli bin altın verileceğini içeren bir ahidnâme vermişti.Cem Fransa’ya gönderilmiştir.Bayezid şövalyelerle anlaşıp Cem in hiçbir yere salınmaması için her sene onlara kırk beş bin altın vermeyi kabul etmişti.Cem sultan Rodos’tan hareketinden sonra Nis şehrine çıkarıldı,Nis’te veba hastalığı çıktı şövalyeler kalmak istemeyerek Savua Dükalığına oradan da Rumilly’ye gittiler.
Cem Savua Dükası Prens Şarl ile görüştü,Şarl Cem’i kurtarmak istedi bunu duyan şövalyeler Cem’i hemen oradan uzaklaştırdılar.Bayezid Cem’in salıverilmemesi için Fransa kralı XI.Lui’ye mektup yazmış ve hediyeler göndermişti ama kral kabul etmemiştir.Şövalyeler Cem’in kaçırılmasından korkarak onu şatodan şatoya naklediyorlardı en son Boislamy şatosunda iki sene kaldı.Daha sonra Cem oradan alınarak Fransa’da Burganeuf’de yaptırılan şatoya götürüldü.Fransa kralı VIII.Şarl ile Papa 8.İnosan arasında siyasi ve maddi menfaat elde etmek için yapılan anlaşma üzerine şövalyelerin elinden alınarak papaya teslim edildi ve Romaya götürüldü.[9]
14 mart 1489’da Cem papa tarafından kabul edildi,Cem maksadının buraya gelmek olmadığı Mısıra gitmek olduğunu söyledi papa Hristiyanlığı kabul ederse kendisini serbest bırakacağını söyledi fakat Cem kabul etmedi.Bayezid son durumu öğrenince papaya elçi gönderip Cem’i serbest bırakmama karşılığında yılda kırk bin altın teklif etti papa da kabul etti.Papa İnnosan 60 yaşında ölünce yerine geçen VI.Aleksandr Borçia,onu tekrar Vatikan’a getirdi.VIII.Şarl Napoli Krallığını ortadan kaldırmak istiyordu ve İtalya’ya giderek Krallığa son verdi.VIII.Şarl’ın niyeti Cem’i alarak Kudüs’e gitmekti papa bunu duyunca Cem’i iyice muhafaza etti.Şarl papayı ikna etti ve Cem’i yanına alarak Napoli Krallığının mukavemetini kırarak nice şehirleri aldıktan sonra San Germano’ya geldi.Cem’de ilk hastalık belirtileri o zaman başlamıştı.Cem iyice fenalaşmıştı ve şu vasiyeti verdi; ‘‘ Benim ölüm haberimi yayasınız.Olmaya ki kafirler benim adıma Müslümanlar üzerine saldırmasınlar.Karındaşım Bayezid’e varıp deyin ki beni reddetmesin Ne suretle olursa olsun benim tabutumu kafir memleketlerde koymasın.Bütün borçlarımı ödesin,anamı,kızımı ve bana hizmette bulunanları ihmal etmesin.’’Hastalığı artınca her gün ‘‘Ya Rab ,eğer bu kafirler beni bahane edip Müslümanlar üzerine saldırmayı kastederlerse,beni o günlere eriştirmeden canımı al.’’temennisinde bulunmuştu ve 25 Şubat 1495 Salı gecesi Napoli’de vefat etmiştir.[10]
Sultan Bayezid Cem’in vefat haberini duyunca Cem için gaib cenaze namazları kıldırmış,üç gün matem ilan etmiş ve yüz bin akçe sadaka dağıtmıştır.Cem’in cesedi epey Napolide kalmış ve Bayezid’in isteği üzerine 1499 senesi başlarında Napali Kralı Frederik tarafından Türkiye’ye gönderilmiştir.
Cem Bursa’da abisi Mustafa’nın yanına gömülmüştür.Cem’in ölümü hakkında çeşitli görüşler varsa da en çok kabul edileni ve garb müellifleri tarafından da yazılanı papanın Cem’i zehirledikten sonra Fransa kralına teslim etmiş olduğudur.Esaret hayatı on üç sene sürmüştür.
Cem’in çocukları : Oğuz Han , Ali , Murad , Gevher Mülûk , Ayşe Sultan dır.
Oğuz Han,büyük babasının yanında bir müddet rehin tutulmuş hayatına dokunulmamıştır sonra Gedik Ahmed Paşa’nın E4dirne’de katline müteakip Bayezid’in emriyle İskender Paşa tarafından öldürüldü.Cem’in diğer oğlu Murad Mısır’da ailesinden ayrılarak Rodos’a gelmiş ve orada kalarak Katolik olmuştur ve aile kurarak orada yaşamıştır;fakat Rodos Kanûni zamanında alınınca Murad ve oğulları öldürülüp iki kızı ( Gevher Mülûk ve Ayşe Sultan ) ve zevcesi İstanbul’a yollandı.Cem’in diğer oğlu Ali hakkında bilgi yoktur.Cem’in validesi olan Çiçek Hatûn Kâhire’de vefat etmiştir.
Cem Sultan hırsı yüzünden hem kendisini felakete sevk etmiş hem de şövalyelerin ve papanın elinde Osmanlı Devleti aleyhine bir alet olmuştur.[11]
Fetihler yapılmadığı gibi Avrupa’da kaldığı on üç yıl süresinde Osmanlı hazinesinden altı yüz bin duka altın çıkmıştır.[12]
Cem Avrupa’da bu elim maceraları geçirirken Bayezid’de babasından devraldığı kuvvetli devleti düzenlemeye uğraşıyordu.İlim müesseselerinin kurulmasına inanıyor devleti böyle sağlamlaştıracağını düşünüyordu.Dahili mücadele onun bu husustaki faaliyetlerini de aksatmış ve kösteklemişti.[13]
KAYNAKÇA
[1] Osmanlı Ansiklopedisi,C.XII ,Ankara,1999, s.48
[2] Uzunçarşılı,a.g.e.,C.II , s.161-162
[3] Ziya Nur Aksun,Osmanlı Tarihi,C.I ,İstanbul,1994, s.175
[4] Uzunçarşılı,a.g.e.,C.II , s.162
[5] Muammer Yılmaz,Cem Sultan,Ankara,2001, s.25-26
[6] Uzunçarşılı,a.g.e.,C.II , s.162-163
[7] Yılmaz,a.g.e., s.28-30
[8] Uzunçarşılı,a.g.e.,C.II , s.166-167
[9] Uzunçarşılı, a.g.e. ,C.II , s.167-172
[10] Yılmaz, a.g.e. , s.60-64
[11] Uzunçarşılı, a.g.e. , s.174-179
[12] Yılmaz, a.g.e. , s.65
[13] Aksun, a.g.e. ,C.I , s.183