Padişah 3. Selim Dönemi İdare Alanındaki Yenilikler
III. Selim, tahta çıktığı vakit imparatorluğun mülki idaresini de anarşi içinde buldu. Padişah da; herkes gibi, anarşiden vezirleri sorumlu tutuyordu.Vezirlerin tayininde liyakat ve ahlak aranmaz olmuştu.Rüşvet, iltimas, hatır ve gönül vezir tayininde kaide halini almıştı.Bir vilayete tayin edilen vezirin ilk düşündüğü şey, tayin için harcadığı parayı halktan koparmaktı.
Ayanlık ve kadılık müesseseleri de en az vezirlik kadar bozulmuştu.Bu olumsuz tabloya, devletin de kötü usul ve kaideleri eklenmekteydi.İltizam usulü bunun en tipik örneğini oluşturmaktaydı.Mültezimler, devletten “halkı soymak hakkını” satın alan kimseler olarak sayılırdı.
Bu manzaranın ortadan kaldırılması için mülki ıslahatların yapılması bir zaruret olarak kabul edilmiştir.
Anadolu ve Rumeli yirmi sekiz vilayet bölündü.Vezirlerin sayısı da buna göre tespit edildi.Ehliyetsiz, derebeyi ve devletin güvenini kazanmamış kişilere vezirlik verilmemesi için bir kanunname hazırlandı.Vezirleri seçme hakkı yalnız padişaha ve sadrazama bırakıldı. Vezirlerin memuriyet yerlerinde en az üç ve en çok beş yıl kalmaları uygun görüldü.
İlçelerde ayanlar, eskiden olduğu gibi ahali tarafından usulü ile seçilecek ve bu seçime valiler müdahale etmeyeceklerdi.Kadılar, şer-i mazeretleri olmadıkça memurluk yerlerine gitmemezlik yapamayacaklar; halktan, kanunnamelerin gösterdiği miktardan fazla para almayacaklardı.
Başkent İstanbul’un yiyecek ihtiyacının karşılanması görevinin de, tüccarlardan alınarak, devlet tarafından yürütülmesine karar verilmişti. Bu iş içinde, özel bir hazinesi olan Hububat Nazırlığı kuruldu.
İdari düzenlemelerin bir bölümü de reayayı, yani Hıristiyan Osmanlıları ilgilendiriyordu. Bunlar vergilerle ilgili idi. Çünkü, vergi vermek istemeyen Hıristiyan halktan bazıları, ya başka devletin uyruğuna geçiyor veya elçiliklere tercüman olarak giriyorlardı.
Bunlar için elçiliklere gönderilen uyarıda, ihtiyaçtan fazla tercüman çalıştırılmaması duyurulmuştu. Öte yandan, Avrupalı tüccarların imparatorluğun içinde ticaret yapmaları da engellendi. Rus bayrağını çekerek ticaret yapan yerli Osmanlı Hıristiyanların, bu girişimi yasaklandı. Yerli ticaretin gelişmesi için, önemli devlet adamlarının birer gemi alarak işletmeleri kararı alındı.
Bu tedbirler, mülkiye yapısının eski esaslarını ve disiplinini tekrar kurmak gayesiyle alınmıştı.Fakat disiplin, şekilden ziyade zihniyette aranması gereken bir özelliktir. Eski ve çürümüş bir zihniyete aşılanacak yeni tedbirler önemi ne olursa olsun, istenen istikamette tam bir başarı sağlamak mümkün olmayacaktı.