I. Abdülmecid Dönemi Saray Müzik-Musiki ve Müzisyenleri

0
4208
I. Abdülmecid Dönemi Saray Müzik Musiki Ve Müzisyenleri Sultan Abdülmecid Tuğrası .Osmanlı Devleti Tuğra. Simgesi Nişanı Tevkîsi Alâmeti Devleti Arma Sembolü
I. Abdülmecid Dönemi Saray Müzik Musiki Ve Müzisyenleri Sultan Abdülmecid Tuğrası .Osmanlı Devleti Tuğra. Simgesi Nişanı Tevkîsi Alâmeti Devleti Arma Sembolü

19. Yüzyıl Osmanlı-Türk Sarayı Musiki-Müzikleri Genel Bakış

Türk müziği, yüzyıllar boyunca, batı müziği sisteminden farklı olarak tek sesli ve kendi makam ve usulleri çerçevesinde gelişme göstermiştir. Osmanlı saraylarında müzik, gerek eğitimi gerek icrası açısından çoğunlukla büyük önem taşımış, sultanlar müzik kültürüyle iç içe büyümüşlerdir. Osmanlı’da müzik sadece sarayda değil, askeri alanda da yoğun olarak kullanılmış, dolayısıyla müziğin gelişimi saray müziğinin yanısıra bu boyutta da ağırlıklı olarak etkilenmiştir.

19. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nda müzikte (ve diğer alanlarda) batılılaşma eğilimi görülmektedir. Çok sesli batı müziğinin III. Selim zamanından başlayarak ve esas olarak II. Mahmud’la birlikte Osmanlı sarayına girmesiyle Osmanlı müziğinde büyük bir yeniden yapılanma başlar.

II. Mahmud’un reformlarının Türk müziğinde bir dönüm noktası oluşturmasıyla ortaya çıkan hareket Türkiye’deki çok sesliliğin ilk adımlarıdır. Batı müziğinin Osmanlı İmparatorluğu’na girişi ve gelişimi süreci, II. Mahmud’dan itibaren 19. yüzyıl boyunca hükümdar olan her padişahın müzik politikaları bağlamında gelişmiştir.

I. Abdülmecid Dönemi Dönemi Osmanlı Müziği ve Musikisi, Müzisyenleri

Mecidiye Marşı Giuseppe Donizettinin Sultan Abdülmecid Mahmut Osmanlı İmparatorluğu Milli Marşı Giusepe Donizeti
Mecidiye Marşı Giuseppe Donizettinin Sultan Abdülmecid Mahmut Osmanlı İmparatorluğu Milli Marşı Giusepe Donizeti

II. Mahmud’un vefatıyla 3 Temmuz 1839’da 17 yaşındayken tahta çıkan Abdülmecid, babası gibi yenilikçi bir padişah olarak, o dönem Londra elçisi olan, 1845’de sadrazamlığa getirilen ve ilk batılı anlamdaki üniversiteyi kuran Mustafa Reşit Paşa’nın hazırladığı Tanzimat-ı Hayriye fermanını 4 Kasım 1839’da kabul ve ilan etmiştir

Abdülmecid Batı kültürüyle yetişmiş, batı müziği dinleyerek büyümüş bir padişahtır.

Abdülmecid daha beş yaşında iken sarayda Donizetti hocayı görmüş, biraz büyüyüp aklı ermeye başladığı sıralarda da İtalyalı mûsikîcinin çalışmalarına ilgi göstermişti. Hükümdar olduktan sonra yenilik hareketleri arasında tiyatro ve operaya karşı büyük bir alâka duydu.  Donizetti, Abdülmecid padişah olduğunda da Muzıka-i Hümâyûn’ûn başında bulunmakta, eğitim için batıdan hocaların getirilmesini sağlamaktadır. Bu hocaların çoğu uzun süreler başta İstanbul olmak üzere Bursa, Trabzon ve Adana’da dersler vermişlerdir ,

Sultan Abdülmecid devrinde Muzıka-i Hümâyûn doksan kişiye ulaşmıştır. Bir çeşit konservatuar işlevi gören Abdülmecid’in sarayındaki Muzıka meşk hanesinde Prusyalı (bugünkü Avusturya) öğretmen Karl von Şife, klarnet virtüözü Françisko, teneke sazlar hocası Eki Pavis, Arabî hocası Süleyman ve yazı hocası Kadri Efendi görev yapmışlardır .

Osmanlı Batı Müzikleri Teorisi Kitapları 19. Yüzyıl.Eski Tarihi Osmanlı Müzik Musiki Sayfaları Notaları Defter Ottoman
Osmanlı Batı Müzikleri Teorisi Kitapları 19. Yüzyıl.Eski Tarihi Osmanlı Müzik Musiki Sayfaları Notaları Defter Ottoman

Donizetti Paşa, 1839 yılı sonunda Abdülmecid için “Mecidiye Marşı”nı bestelemiştir. Mecidiye marşı yirmi iki yıl ‘milli’ marş olarak kalmış, devlet törenlerinde ve uluslar arası törenlerde çalınmıştır. Bu marş, Mahmudiye marşının tersine, minör tonda (fa minör) fakat aynı şekilde ABA (üç kesitli) formundadır. Temel olarak mükemmel kadans dereceleri üzerine kurulu (I-IV-VI-V-I), fa minör başlayan marşın melodileri, cümleler arası kromatik geçişlerle bağlanmış, B kesitinde Fa majöre geçip, tekrar fa minör tonunda ilk kısmın tekrarıyla son bulmaktadır. 4/4’ lük ölçüde yazılmış, anakruzla başlayan Mecidiye marşında, Donizetti, Mahmudiye marşındaki gibi yoğun olarak noktalı ritimleri kullanmaktadır. Ayrıca kullanılan artmış ikili aralıklar marşa Türk müziği havası katmaktadır. İcra ve armoni açısından karşılaştırıldığında Mahmudiye’den daha ileri seviyededir.

Buradan Muzıka-i Hümâyûn’ûn bilgi ve kapasite açısından her geçen gün ilerleme kaydettiğini tahmin edilebilir. Aynı dönemde erkeklerden kurulu orkestranın giremediği haremde de müzik gelişmeleri takip edilmekte olduğundan kadınlar bakır sazlardan oluşan kendi fanfarını 1 kurmuştur. Donizetti, sarayda bandodan başka bir de salon orkestrası teşkil etti […] Abdülmecid sarayındaki mûsikî çalışmalarından biri de erkek sanatkârların teşkil ettikleri fanfar’dan başka genç kızlardan mürekkep bir fanfar, bir de bale vücûda getirilmesidir. Garbın yüksek sanat musikisi bu yollardan gelecekti .

80 kişilik bu kadınlar orkestrası Tambur Majör denilen bir kadın şef tarafından yönetilmiştir. Orkestra, ön sırasında klarnet, flüt ve birinci boru takımı olmak üzere, ikinci ve üçüncü sıralarında ikinci boru takımı, trompet, davul ve zil gibi çalgılardan oluşmaktadır (Aksoy, 1999, s. 788). Kadınlar farfarının Abdülmecid’in huzurunda düzenli konser vermelerinden Sultanın da bu oluşumu desteklediğini anlıyoruz. Londra’daki The Musical Gazette dergisine İstanbul’dan yollanmış olan bir mektup da saraydaki kadınların Batı müziğinin Osmanlı İmparatorluğunda hızla yayılmasının etkisinde kaldığı görüşünü desteklemektedir: Burada Avrupa müziğine karşı olan ilgi son zamanlarda büyük artış kazandı.

Eski Tarihi Osmanlı Müzik Musiki Sayfaları Notaları Defter Kiatapları Ottoman Old Musical Scores Notebooks Sheets Wallpaper Music Notes Paper Text
Eski Tarihi Osmanlı Müzik Musiki Sayfaları Notaları Defter Kiatapları Ottoman Old Musical Scores Notebooks Sheets Wallpaper Music Notes Paper Text

Sultan’ın hareminde sadece hanımlardan oluşan mükemmel bir orkestra bulunmaktadır. Bu hanımlardan bir tanesi özellikle kemanda çok başarılı bir icracıdır; hatta stili aşırı derecede Terasa Milanollo’yu andırmaktadır. Piyano bulunmayan haremlerin sayısı artık pek az olup, Türk hanımları mükemmel icracılardır. Sultan [Abdülmecid] Tophane’de bir tiyatro binası inşa ettirmek arzusunda olduğunu ifade etmiştir. .

Abdülmecid’in hareminde kadınlar orkestra çalışmalarının yanı sıra piyano dersleri almışlar, başta Dürr-i Nigâr hanım olmak üzere Donizetti tarafından yetiştirilmiş kalfalar da piyano dersleri vermişler, besteler yapmışlardır. Abdülmecid’in gelini Arife Kadriye Sultan’ın da piyano için besteleri bulunmaktadır. O dönemde çocukluğu ve gençliği Çırağan sarayında geçen, kendisi de Batı müziği dersleri almış ve besteler yapmış olan Leyla Saz hanımefendi de yazdığı anı kitabında kadınlar orkestrasından ve Batı müziği derslerinden bahsetmektedir. (Fanfar: Bakır üflemeli çalgılardan oluşan topluluk. )

Kadınların eğitimi Çırağan ve Dolmabahçe saraylarının alt katında erkek öğretmenler tarafından sürdürülmektedir. Batı müziği eğitimi haftada iki gün yapılmaktadır. Kalfa kadınlar, başlarında uçları omuzlarına sarkıtılmış örtüler ve günlük giysileriyle derse girmekte, kalfaların yanı sıra, harem ağaları ve dans eden kızlara hizmet eden cariyeler de orada hazır bulunmaktadır. Saraydaki küçük kızların da ses yapmamak koşuluyla dersleri dinlemelerine izin verilmektedir; böylelikle onların da Batı müziğine kulak dolgunluğunun oluşması sağlanmaktadır.

Tekrar erkeklerin çalışmalarına dönecek olursak, Muzıka-i Hümâyûn’da bando yanında senfonik orkestra, opera ve bale çalışmaları da başlatılmıştır. Donizetti, Bergamo kasabasındaki dostu Dolci’ye Ocak 1846’da yazdığı mektupta, çeşitli İtalyan operetlerinin partisyonlarını Sultan’ın operet görme isteği doğrultusunda Türk öğrencilerine öğretebilmek için Dolci’den istemiştir: Pek Aziz Dostum; Evvelce okullarda oynanmış olan şu küçük operetlerin partisyonları olup olmadığını öğrenmek istiyorum. La prova dell accademia (Konserin son provası) Il piccola compositore di musica (Küçük besteci) Il piccoli virtiosi ambulanti (Gezici küçük çalgılar) Il Ciovedi grasso (Büyük perhizden önceki son Perşembe) Un buon cuore scuso malti difetti (İyi bir kalp her zaman birçok yanlışları bağışlar) Türk öğrencilerimin şimdi İtalyanca şarkılar söylediklerini oğlum size söylemiş olacaktır. Sultan birkaç operet görmek istiyor… Danimarkalı yazar Hans Christian Andersen İstanbul’u ziyaret ettiğinde gözlemlediklerini yazdığı kitapta Cuma selamlığı sırasında bandoların belirli aralıklarla Rossini’nin en tanınmış eseri Wilhelm Tell’den parçalar çaldığından bahsetmiştir. Hâliyle, Halife ünvanını da taşıyan Abdülmecid, cuma namazına Rosssini’nin nükteli operatik müziğinin vurgu temposu eşliğinde gitmekte ve hiç rahatsızlık duymamaktaydı.

Osmanlı Saraylarına yurtdışından konser, opera ve operet temsilleri için sanatçılar davet edilmektedir. Bunlar arasında başta en prestijli isim olan Liszt’in yanı sıra, Leopold de Meyer, Eugene Vivier, Henri Wieuxtemps ve August d’Adelburg gibi önemli virtüözler vardır.

Avusturyalı piyanist De Meyer’in 1842 yazında Beylerbeyi Sarayında Sultan Abdülmecid’in huzurunda verdiği konser Revue et Gazete Musicali de Paris, Universal Gazete of Augsburgh ve The Musical World gibi pek çok yabancı basın yayınına haber olmuştur. İstanbul ziyaretinin ardından De’Meyer Türk yerel ezgilerini emprovize ederek Machmudier: Air guerrier des Turcs (Türk Savaş Marşı), Air national des Turcs (Türk milli marşı), Fantaisie Orientale (Doğu fantezisi) ve Danse du Serail (Saray Dansı) isimli eserler bestelemiştir ..

Liszt, İstanbul’a 1847 yazında konser vermek üzere gelmiş, eski Çırağan Sarayında, Ahmed Fethi Paşa’nın yalısında ve bugünkü Beyoğlu olan Pera’da Rus elçiliğinde özel ve halka açık konserler vermiştir . Liszt aynı zamanda Mecidiye marşına “Büyük Parafraz”ı bestelemiştir. Padişah Abdülmecid devrinde İstanbul’a çoğunlukla İtalya’dan operalar gelmiş, daha Avrupa’nın Paris ve Londra gibi merkezlerinde seslendirilmeden İstanbul’da sahneye konmuştur. Örneğin ünlü besteci Verdi, “Ernani” operasını 1844 yılında yazmış; eser 1 Şubat 1846 tarihinde İstanbul’da sahnelenmiştir. Rossini’nin ve Gaetano Donizetti’nin operaları da sergilenen İtalyan operaları arasındadır. Yine Verdi’nin “Otello”, Rossini’nin “Sevil Berberi”, “Hırsız Saksağan”, “Musa Mısır’da” ve “Semiramide” adlı operaları İstanbul’da birçok kereler oynanmıştır. İstanbul’da gerçekleşen kapsamlı konserlerden 1848’de sarayda konser veren Belçikalı kemancı Henri Wieuxtemps anı kitabında bahsetmektedir. Wieuxtemps eşi Josephine’le birlikte İstanbul’a gelmiş, Josephine Rifat Paşa’nın hareminde bir konsere katılırken, Wieuxtemps da Abdülmecid’in isteği üzerine Muzıka-i Hümâyûn’u denetlemiştir . 1849 yılında Paris’teki Osmanlı büyükelçiliğinde orkestra şefi olan Johann Strauss, Sultan Abdülmecid’e kendisi için yaptığı bir besteyi göndermiş; yine ünlü bir besteci olan İtalyan G. Rossini’de padişaha Dr. Kosti aracılığıyla ilettiği Mahmudiye ve Hamidiye marşları için nişan ve hediyelerle ödüllendirilmiştir (Kahramankaptan, 1998, s. 20). Muzıka-i Hümâyûn, bando parçaları ve askeri marşların yanı sıra popüler İtalyan operalarından enstrümantal bölümler de çalmıştır. Kırım Harbi sırasında İstanbul’da bulunan Adalphus Slade, anılarında, “Tarabya’da dolaşırken, Rum kayıkçıların şarkılarını, askeri bir bandonun yankısı  bastırdı. Hocaları Donizetti’nin koltuklarını kabartacak bir maharetle Rossini çalıyorlardı” diyerek bandonun Tarabya sarayının rıhtımında mükemmel bir icra ile Rossini çaldığından bahsetmiştir . Yukarıda, Musical Gazette’de bahsi geçen tiyatro binası gerçekten de inşa edilmiştir; Dolmabahçe Sarayı tiyatrosu olarak bilinen yapı 1858 senesinde Abdülmecid’in resmi açılışıyla faaliyetlerine başlamıştır. Bu tarihteki ilk saray tiyatrosudur. Birçok ünlü opera’nın sahnelendiği tiyatronun açılışından altı sene sonra çıkan bir yangında içi tamamen zarar görmüş, yirminci yüzyılın ilk yarısındaki imar çalışmaları sırasında da ortadan kaldırılmıştır. 1861’de İstanbul’a gelen keman virtüözü ve besteci D’Adelburg da Muzıka-i Hümâyûn’u teftiş etmiştir. Verdiği konserde ise diğer davet edilen virtüözler gibi padişaha “Aux Bords du Bosphore” (Boğaziçi Kıyılarında) isimli beş bölümden oluşan büyük orkestrasyonlu bir senfoni-fantezi sunmuştur. Bu eser, üç bölümlü Meditations et Reveries (Meditasyon ve Rüya), mani şeklindeki bir geleneksel ezginin çok seslendirilmiş hali olan Chanson turque (Türk şarkısı), Abdülmecid’in tören marşı Grande Marche du Medjidie (Büyük Mecidiye Marşı) ve ayın Boğazdan görünüşünü anlatan Lever de la lune et Chant nocturne sur le Bosphore (Ayın doğuşu ve Boğaziçi’nde gece şarkısı) isimli lirik final bölümlerinden oluşur. Eserin bir kopyası İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesinde mevcuttur (781/80). Kırk yaşından itibaren 28 yıl Osmanlı hizmetinde kalan Donizetti’nin 12 Şubat 1856’daki vefatından sonra yerine; Pera’daki “Naum Tiyatrosu”nda orkestra şefliği yapan Callisto Guatelli getirilmiştir.

İstanbul’da Naum Tiyatrosu’nda temsiller vermeye gelen bir İtalyan opera topluluğunun orkestra şefiyken, Padişah Abdülmecid’in ilgisini çekerek, 1856’da Muzıka-i Hümâyûn’un komutanlığına atanmış; 1858’de, yine Muzıka-i Hümâyûn’da görevli Aranda Paşa ile uyuşmazlığa düşünce, kısa bir süre komutanlıktan ayrılıp saray bandosunun şefliğine atanmıştır. 1868’de ise yeniden Muzıka-i Hümâyûn’un başına getirilmiştir . Guatelli, kısa bir dönem Abdülmecid’le, sonrasında da Abdülaziz, V. Murad ve II. Abdülhamid gibi Osmanlı’nın son padişahlarının bir kısmıyla çalışmıştır. (Daha sonra Aranda Paşa kurumu yönetmiş; 1908’deki Meşrutiyet’ten sonra İlk Türk şef Saffet Atabinen olmuş; onu Zâti Arca ve Osman Zeki Üngör izlemiştir.) Guatelli de Donizetti gibi marşlar bestelemiştir. Başta “Şark Uvertürü”, “Osmaniye Marşı”, “Bayram Marşı”, “Yıldız Marşı” ve “Şefkat Marşı” isimli  eserlerinde olmak üzere daha çok yerel melodiler ve makamsal motifler kullanarak halkın da rahat anlayabileceği türde eserler yazmış, Türk bestecilerinin eserlerini armonize etmiştir. Onun da amacı, Donizetti gibi, batı müziğini Osmanlı sarayına ve halkına tanıtmak ve sevdirmektir. Abdülmecid devrinde, kendisinin yoğun ilgisi, maddi ve manevi desteğiyle, batı müziği, Osmanlı topraklarında en büyük gelişimini göstermiş, yapılan temsillerle Avrupa’nın önemli kültür merkezleriyle başabaş konuma gelmiştir.

Osmanlı Devleti Padişahı Sultan II. Abdülhamidin Müzikal Yaşamı. Sarayda Musiki Opera Tiyatro Ve Müzik Ile Ilgili Önemli Bilgiler Notalar Score Nedir Ne Demek Kimdir
Osmanlı Devleti Padişahı Sultan II. Abdülhamidin Müzikal Yaşamı. Sarayda Musiki Opera Tiyatro Ve Müzik Ile Ilgili Önemli Bilgiler Notalar Score Nedir Ne Demek Kimdir

CEVAP VER