ALİ UFKİ BEY (Albert Bobowski) Kimdir?, Kısa Biyografisi Nedir? Yaşamı, Kişiliği Hakkında Önemli Ansiklopedik Bilgiler
Divan, Edebiyatı, son, büyük,
Bahr-i umman dürriyem
Yerim mekanım kandedir
Bunda yârim sora geldim
Dü cihanım kandedir
Aslen Leh (Polonya) muhtedisi olup asıl adı Albert Bobowski’dir. Adı Latince kitaplarda Albertus Bobovius, Batı kaynaklarında ise Hali Beigh olarak geçmektedir. Bazı kaynaklarda 1610’da Polonya’nın Lvov şehrinde doğduğu kayıtlı ise de bugüne kadar yapılan araştırmalarda hayatı, doğum, ölüm tarihi ve yeri hakkında kesin bilgiler elde edilememiştir. Ailesi, çocukluğu ve ilk öğrenimi konusunda da aydınlatıcı bilgiler yoktur. Ancak eserlerinden, muhtemelen esir olarak İstanbul’a gönderilmeden önce iyi bir tahsil gördüğü ve birkaç dili öğrendiği anlaşılmaktadır.
Claes (Nicholas) Ralamb, 1657’de bizzat kendisinden dinlediğini belirterek onun 1645’te Venedikliler’le yapılan savaşta Osmanlılar’a esir düştüğünü, sarayda Enderun’a alınarak yetiştirildiğini ve burada on yıl hânendelik yaptıktan sonra padişah tarafından âzat edilerek sipahi ulûfesi aldığını nakletmektedir. Polonya kaynaklarına dayanan Franz Babinger ise önce sarayda esir olarak çalıştığını, adını belirtmediği bir Türk asilzadesinin hizmetine girdiğini, bir müddet sonra da âzat edildiğini yazmaktadır.
Bizzat kendisi, Sultan İbrâhim ve IV. Mehmed dönemlerinde sarayda görev aldığını, Enderun’da ilim, fikir ve sanat kabiliyetini geliştirdiğini, bazı genel mahiyette bilgiler yanında Doğu ve Batı dilleri ile Türk klasik ve halk musikisini öğrendiğini, kısa sürede santur çalmakta maharet gösterdiğini, Ufki mahlası ile şiirler yazdığını ve besteler yaptığını anlatmaktadır. Yine kendi ifadesine göre, Enderun meşkhanesinde on yıl akdar kalmış, kabiliyet ve maharetiyle dikkati çekmiştir.
Çeşitli yayınlarda, Ali Ufki’nin başta Latince, eski Yunanca, Lehçe, İngilizce, İtalyanca, Fransızca, Arapça ve Türkçe olmak üzere on yedi kadar dil bildiği ve bu bilgisinden dolayı IV. Mehmed zamanında Divân-ı Hümâyun baştercümanlığında bulunduğu belirtilmektedir. Muhtemelen, hayatının büyük bir kısmını geçirdiği İstanbul’da ölen Ali Ufki’nin ölüm tarihine dair verilen bilgiler de birbirini tutmamaktadır. Çeşitli kaynaklarda 1672, 1675, 1676 veya 1680 tarihlerinde ölmüş olabileceği yolunda rivayetler vardır.
Çok yönlü bir şahsiyete sahip olan ve şöhreti IV. Mehmed devrinde iyice yayılmış bulunan Ali Ufki eserler bestelemiş, çeşitli hâtıratlar kaleme almış ve tercümeler yapmıştır. İstanbul’da bulunduğu yıllarda dönemin önde gelen devlet adamlarıyla, Hâfız Post, Nazim Çelebi gibi sanatçı ve musikişinaslarla tanışan, zaman zaman onların meclislerinde bulunan Ali Ufki’nin yabancı sefirler, şarkiyatçılar ve Batı kütüphaneleri için yazma eser toplayanlarla buluşup sohbet ettiği, daha sonra hâtıralarını yazan bu kişilere saray teşkilatı ve yaşayışı hakkında bilgi verdiği de bilinmektedir.
Jacop Spon, Cornelio Magni, John Covel, J. B. Tavernier ve Antonie Galland bunlar arasındadır. Ayrıca dostlarından Hollanda’nın o zamanki İstanbul sefiri müsteşrik Levinus Warner’in siparişi üzerine Kitâb-ı Mukaddes’i Fransızca çevirisinden bölümler halinde Türkçe’ye tercüme etmiştir.
ALİ UFKÎ BEY ESERLERİ.
Ali Ufki’nin eserlerini başta mûsiki olmak üzere birkaç grupta toplamak mümkündür.
A) Musiki ile İlgili Eserleri Şiir ve Şarkı Mecmuası İçerisinde şarkılar, ilâhiler, gazeller vb. ile İtalyanca açıklamaların yer aldığı bu yazma Biblitheque Nationale’dedir. (AF 292). Kütüphaneye Antonie Galland tarafından verilmiş olan bu eseri Rızâ Nur, Ali Ufki’ye ait olduğunu belirtmeden, Türkbilik Revüsü’nde etraflıca tanıtmış ve tıpkıbasımını yayımlayacağını belirtmişse de bunu gerçekleştirememiştir. Şükrü Elçin bu eserin Mecmûa-i Sâz ü Söz’ün müsveddesi olduğunu, Gültekin Oransay’ın da aynı kanaati taşıdığını belirtmektedir.
Mecmûa-i Sâz ü Söz
Ali Ufki Edvârı diye de bilinen ve zamanındaki Batı notası ile Türk musikisine ait birçok saz ve söz eserini içine alan yazma British Museum’da (Sloane, nr. 3114) kayıtlıdır.
Kendisine ait bestelerin notalarının da bulunduğu bu eseri ilim alemine ilk defa Çağatay Uluçay tanıtmış, 1976’da da Şükrü Elçin tarafından önsöz ve notlarla eserin tıpkıbasımı yayınlanmıştır.
B) Saray ve İslami Âdetlere Dair Eserleri. Serai Enderun Cive Penatrale dell’ Serraglio detto nuovo dei G. Stie Re Ottomani, La descrittione del loro vivere e costumi ed altri essercitii da me Alberto Bobovio… Osmanlı padişahlarının Enderun’daki yaşayışlarının, buradaki adetlerin tasvir edildiği ve sarayın güzel bir planının da bulunduğu bu yazma British Museum’da bulunmaktadır.
Türk müziği hakkında kıymetli bilgiler de ihtiva etmektedir. Devrinin diplomatik dili olan İtalyanca ile yazılan ve “Pera, 10 Mayıs 1665” tarihini taşıyan eser ilk defa Barnetta Miller tarafından ilim alemine tanıtılmıştır. Çevireni belli olmayan “İstanbul, 10 Kasım 1665” tarihli Fransızca yazma nüshası da bugün Harward Üniversitesi Houghton yazma ve nâdide eserler kısmında kayıtlıdır (Count Paul Riant koleksiyonu, Ott. 3030. 4). Eser ayrıca Swabialı bir iaşe subayı olan Nicholaus Brenner tarafından Almanca’ya (Serai Enderun das ist İnwendige Beschaffenheit der Türkischen Kayserl, Wien 1667), İtalyan seyyahlarından Cornelio Magni tarafından da İtalyanca’ya çevrilmiştir (Relazione del Seraglio del Gran Signore…, Parma, 1679-1692, 2 kısım, ayrıca Parma 1685 ve 1704 tarihli baskıları da vardır). Eserde Enderun Hastenesiyle ilgili olarak yer alan bilgiler Arslan Terzioğlu tarafından Türkçe’ye aktarılmıştır. 2. A True Relation of Designes Menaged by the Old Queen, Wife of Sultan Ahmed… Ali Ufki’nin görgü şahidi sıfatıyla kaleme aldığı, Kösem Sultan’ın IV. Mehmed’i zehirletmesiyle ilgili bir eserdir. İtalyanca aslından çevrilen bu nüsha Oxford Bodleian Kütüphanesi’ndedir (G. D. Macray, IV. Sütun 444-445). 3. Tractatus Alberti Bobovii Turcarum Imp. Mohammedis IV. Olim Interpretis Primarii, De Turcarum Liturgia… Türkler’de ibadet, hac, sünnet, hasta ziyaretleri vb. ile ilgili bilgiler veren bu Latince eser Britih Museum’dadır (nr. 790). Eser İngilizce’ye de tercüme edilmiştir. (London 1712) 4. İslami Âdetler, Resmi İahsiyetlere Verilen Elkâb. Latince-Türkçe olarak yazılan eser Oxford Bodleian Kütüphanesi’nde bulunmaktadır .
C) Dile Dair Eserleri. Türkçe Gramer. 1666 yılı başlarında Latince olarak yazılan eser Oxford Bodleian Kütüphanesi’nde kayıtlıdır (Hyde, nr. 43). 2. Dialagues en Français et en Turc. Fransızca Türkçe mukaleme kitabıdır. Ayrıca Tük âdetlerine, teşkilatına dair kısa bazı bilgiler ve atasözlerine de yer verilmiştir. Eser Bibliotheque Nationale’de bulunmaktadır (AF 235). 3. Dillerin Altın Kapısı. Çek filozofu ve terbiyecisi Johann Amos Comenius’un Janua Linguarum Reserata Aurea… (Lesna, 1631) adlı kitabının Türkçe tercümesidir. 1643’te İstanbul’da kaleme alınan eser Latince Türkçe konuşmalardan meydana gelmektedir. Eserin bir nüshası Bibliotheque Nationale’dedir.
D) Kitâb-ı Mukaddes Tercümesi. Ahd-i Atik, Ahd-i Cedid ve Apokripha’dan meydana gelen bu tercümeyi Ali Ufki Hollanda sefiri Levinus Warner’in isteği ve onun para yardımı ile yapmıştır. Ahd-i Atik’teki Ezra ve Yeremya bölümlerinden bir kısmı eksik olan bu yazma Leiden Üniversitesi Levinus Warner koleksiyonunda bulunmaktadır (Cod. 390 Warn). 1666’da tamamlanan bu tercümenin Ahd-i Cedid kısmı Kieffer’in tashihinden geçtikten sonra 1819’da, tamamı ise 1827’de yayımlanmıştır. Bugün kullanılan Türkçe Kitâb-ı Mukaddes Ali Ufki’nin tercümesine dayanmaktadır.
Yukarıda sayılan eserlerden başka, İstanbul’da 1657-1658 yıllarında İsveö büyükelçiliği yapmış olan Claes (Nicholas) Ralamb’ın Ali Ufki’den satın aldığı 137 adet minyatürün de Ali Ufki’nin eseri olabileceği belirtilmektedir. Bu minyatürler halen Stockholm’de Kungelige Bibliothek’te (nr. 10) bulunmaktadır. Ali Ufki’nin ayrıca Dr. Isaac Basire’e 1666’da yazdığı mektupları ile Mezmûrlar tercümesi ve besteleri tesbit edilmiştir. Paris Bibliotheque Nationale’de Şark Yazmaları arasında (Suppl. Turc 472) kayıtlı bulunan eser Hz. Davud’un ilk on dört mezmurunun hece vezniyle Türkçe’ye tercümesi ile notalarından meydana gelmektedir.