2. Meşrutiyet (23 Temmuz 1908)
Bir önceki konudan bildiğimiz üzere Osmanlı, 19. yüzyılda toprak bütünlüğünü koruma çabası içindeydi. Fakat durum böyle olmadı. Özellikle istibdat döneminde artan toprak kayıpları ülkeyi tedirginliğe sürüklemişti. Ekonomik sıkıntılarla beraber özgürlüklerin kısıtlanması 2. Abdülhamit’e karşı muhalefeti arttırmıştı. Diğer yandan Jön Türkler bazı cemiyetler kurarak meşrutiyetin yeniden ilan edilmesi için çaba göstermişlerdir.
Jön Türklerin meşrutiyeti istemelerindeki temel amaç anayasal yönetime tekrar geçilmesini sağlamaktır.
Mustafa Kemal Paşa da Harp Akademisini bitirdikten sonra ilk görev yeri olan Şam’da Vatan ve Hürriyet Cemiyeti‘ni arkadaşlarıyla birlikte kurmuştur.
İttihat ve Terakki Cemiyeti
Meşrutiyetin ilan edilmesini hedefleyen cemiyetlerden İttihad-i Osmaniye (Jön Türkler tarafından kurulan) ve Osmanlı Hürriyet cemiyetleri bir araya gelerek İttihat ve Terakki Cemiyeti‘ni kurmuşlardır.
İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin 2. Meşrutiyet’in ilanında etkisi nedir?
Bu cemiyet Osmanlı ordusunda geniş bir taraftar kitlesine sahip olmuştu. Bu yüzden 2. Meşrutiyetin ilan edilmesi için baskı direkt olarak ordudan gelmeye başlamıştır. Eğer bir ülkedeki iç karışıklıkta ordu yanınızda ise büyük avantaj sahibisiniz demektir. Çünkü yönetime karşı olan sadece halk değil ve bu durum herhangi bir ülkede dahi yöneticileri tedirgin etmeye yeter.
2. Meşrutiyet’in ilan edilmesinde Reval Görüşmelerinin etkisi var mı?
Evet, dolaylı olarak vardır. 1908 yılının Haziran ayında İngiltere ile Rusya arasında Reval Görüşmeleri gerçekleşmiştir. Bu görüşmelerin sonucunda İngiltere, Rusya’nın Boğazlar ve Balkanlar politikalarına artık karışmayacaktı. Dolayısıyla ufukta Rusya tehdidi gözükmekteydi. Bu durum İttihatçıları daha da tedirgin etmiş ve 2. Meşrutiyet’in ilanı konusunda baskısını arttırmasına sebep olmuştur.
2. Meşrutiyet’in ilanı için Hürriyet Tabuları İttihatçılar tarafından kurulmuş ve cemiyetin önde gelenlerinden Resneli Niyazi Bey bu taburla dağa çıkmıştır. Resneli Niyazi Bey’e Enver Bey de katılmıştır. Tüm bunlarla beraber ittihatçılar Selanik Hükumet Konağını işgal etmiştir.
Tüm bu gelişmelerden ve askeri ayaklanmaların bütün ülkeye yayılmasından çekinen 2. Abdülhamit Anayasayı yeniden yürürlüğe koymuştur ve nihayet 23 Temmuz 1908 yılında Meşrutiyet yeniden ilan edilmiştir.
Peki 2. Meşrutiyet’in ilanı Osmanlı açısından iyi mi olmuştur yoksa kötü mü olmuştur? Kurulan bazı cemiyetler belki bir uyanışı temsil edebilir fakat 2. Meşrutiyet sonrası çıkan karışıklıklar da göze çarpmaktadır. Dolayısıyla bu soruya farklı açılardan bakılarak cevap verilebilir. Bu yüzden ÖSYM içinde farklı yorumlar barındıracağı için bu soruyu böyle sormaz. Ancak şu şekilde sorabilir:
2. Meşrutiyetin ilanından sonra bazı karışıklıklar yaşanmıştır. Aşağıdaki olaylardan hangisinde bu karışıklıkların etkisi olabilir?
5 Ekim 1908’de Bulgaristan bağımsızlığını ilan etmiştir.
6 Ekim 1908’de Avusturya – Macaristan İmparatorluğu’nun Bosna Hersek’i kendi topraklarına kattığını ilan etmiştir.
6 Ekim 1908’de Girit kendisinin Yunanistan’a katıldığını ilan etmiştir.
Yukarıdaki olayların hepsinde 2. Meşrutiyet sonrası karışıklığın etkisi bulunmaktadır.