Sultanî, İdadiler ve Karma Eğitim Meselesi İmparatorluk çapında eğitimin gerçekten yaygınlık kazanabilmesi için yukarıda bahsi geçen önlemlerin alınmasının zorunluluğu ve gerekli reformların yapılmasının kaçınılmazlığı vurgulanmaktaydı.
Bu noktada söz sultanî ve idadi mekteplerine getirilmekte ve ileride yüksek okulların yaygınlaştırılması söz konusu olduğunda rüştiyeler ile yüksek okullar arasında bir kademe teşkil eden idadilerin açılması bağlamında rüştiyelerde her bir cemaat mensubu çocuğun kendi dininin başlangıcının öğretilmesi zorunluluğundan söz edilmektedir.
Layihaya göre bundan ötürü rüştiyeler de cemaatlere göre ayrı ayrı teşkil edilmelidir. Öte yandan farklı cemaat gençlerinin birlikte öğrenim görerek aralarında yakınlaşmanın sağlanacağı sultanî mekteplerinin tümü bir anda açılamayacağından ötürü bahsi geçen cemaatlerarası karma eğitimin bir an önce gerçekleştirilmesi için idadi mekteplerinin tesis edilmesinin gereğinin altı çizilmektedir.
Burada dikkati çeken hususlardan birisi Islahat Fermanı sonrası reform tasarılarında rüştiye mekteplerinin Müslüman ve Gayrı Müslim öğrencilerin bir arada okuyacakları bir eğitim kademesi olarak tasavvur edilmesine karşın 1869 Maarif-i Umumiye Nizamnamesi’nden itibaren artık bu bakışın değiştiği gerçeğidir.
Zira önceleri rüştiye mektepleri yenilikçi nitelikli bir eğitim kademesi olarak algılanırken ilköğretim kademesinin bir türlü ıslah edilememesi rüştiye mekteplerine zoraki olarak ilkokul işlevini yüklemek durumunda bırakmıştır. Osmanlı eğitim düşüncesine göre ilk eğitim cemaatlere göre ayrı ayrı düzenlenmesi gerektiğinden ötürüdür ki rüştiye mektepleri de artık bu bağlamda değerlendirilmeye alınmıştır.
Bir diğer nokta Osmanlıcılık ideolojisinin eğitime atfettiği merkezi işlevdir. Buna göre farklı cemaat mensubu gençlerini birbirine yaklaştıracak ve aralarındaki yabancılığı ortadan kaldırıp karşılıklı bir ünsiyet yaratacak kilit maarif kurumu sultanî mektepleridir.
Ancak sultanî mekteplerinin her bir vilayet merkezinde bir anda tesis edilmesi zaman alacağından dolayı âcil bir önlem olarak karma eğitim vermesi öngörülen idadi mekteplerinin açılması isteniyordu. Gerçekten de Maarif Nizamnamesi neşredildikten sonra ve özellikle Mutlakiyet devrinde vilayet ve sancak merkezlerinde idadi mekteplerinin açılmasına ağırlık verildiği görülmektedir.